TARIMDA TEMEL PROBLEMLER ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

TARIMDA TEMEL PROBLEMLER ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

1-HER İLDE MERKEZ İLÇE MÜDÜRLÜĞÜ KURULMALIDIR.

Bakanlık taşra teşkilatı il ve ilçe müdürlüğü olarak yapılandırılmıştır. Büyükşehirlerin merkez ilçelerinde ilçe tarım teşkilatı kurulmuş olup, 51 il merkezinde Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü bulunmamaktadır.

İl tarım teşkilatının verimli çalışması için 51 il merkezinde ilçe müdürlüğü kurulmalıdır. 2003 yılından beri savunduğum (www.mesutunal.com) konu bakanlığımızın gündeminde olduğu için mutluyum.

İdare hukuku ve işletme verimliliği açısından, şube müdürlüğü personelinin şube görevleriyle birlikte, il merkezine bağlı mahalle ve köylerden (ilçe müdürlüğünce yerine getirilen işlerden) sorumlu tutulması yanlıştır. İl merkezlerinde merkez ilçe müdürlüğü teşkilatı kurulduğunda; şube müdürlükleri bu ikircikli yapıdan kurtulmuş olacaktır.

Şubeler; bakanlık merkez birimlerinin görevlerini taşrada takip eden teknik ofisler olarak çalışmalı, mevzuat çerçevesinde yürütülen işlerin takip ve kontrolünden sorumlu olmalıdır. Şubeler; ilçeler için proje üreten, projelerin etüt ve fizibilitesini yapan, çalışmaların başarıya ulaşması için rehberlik eden, bu amaçla ilçelerde çalışan personeli motive eden, yönlendiren, kişisel gelişimine katkı sağlayan birimler olmalıdır. Bu amaçla şubelerde görev almanın kıstasları belirlenmeli, şehrin büyüklüğü de dikkate alınarak az sayıda fakat bilgi ve tecrübe birikimi olan personel şubelerde istihdam edilmelidir.

Bakanlıkta genel müdürlüklerin ve illerde şubelerin görev ve sorumlulukları yeniden tanımlanmalıdır. Çünkü son yapılanmada bazı şubelerin görevi çok artarken bazıları atıl hale gelmiştir. Kurumsal yükün adil dağıtılması için sorumluluklar yeniden tanımlanmalı, gerekirse yeni birimler kurulmalı, aynı işleve sahip olanlar ise birleştirilmelidir.

İlçeler dâhil il çalışanlarının personel maaşı, özlük işleri, mal ve hizmet alımları İl İdari ve Mali İşler Şubesi tarafından yürütülmeli, sarf ve taşınır işlerini ilçe müdürlükleri takip etmelidir.

 

2-PERSONEL YETKİNLİĞİNİN ARTIRILMASI

2.1-Bir ürün ve bir konuda çalışma guruplarının oluşturulması

Bakanlık taşra teşkilatında görevli her teknik personelin, tarımsal bir ürün veya ürün gurubunda yetkinlik kazanması için eğitim programları hazırlanmalıdır. Bu amaçla ilin ürün çeşitliliği, personelin örgün eğitim branşı ve ilgilendiği ürün gurubu dikkate alınarak bölge bazlı çalışma gurupları oluşturulmalıdır.  

Bir ürün veya ürün gurubu için; Yetiştirme/ Hastalıklar/ Hasat/ Paketleme/ Markalaşma/ Pazarlama/ Yurt İçi ve Dışı Üretim ve Tüketim Miktarı/ Fiyatı/ Arz ve Talep Durumu/ Gelecek Projeksiyonu gibi konular araştırılmalı, irdelenmelidir. Gurup üyeleri enstitü, üniversite ve yetiştiricileri ziyaret ederek konuyla ilgili bilgi toplamalı, gerekirse yurtdışına gönderilmelidir.

Guruplar çalışma takvimini belirledikten sonra araştırma, inceleme ve literatür taraması yapmalı, hazırladıkları bilgi ve belgeleri her ay toplanarak değerlendirmeli, 8. Ayın sonunda ortak metin yayıma hazır hale getirilmedir. Bu metin, bakanlık personeli, üretici örgütleri ve vatandaşın istifadesine sunulmalı, gurup çalışması her 5 yılda bir yenilenmelidir.

Eğitim yayım merkezleri ve enstitülerde çok sayıda eğitim verildiği ileri sürülerek bu çalışmanın gereksiz olduğu düşünülebilir. Herhangi bir il müdürlüğünden bir ürün veya bir konuda sunum yapacak personel talep edilmesi halinde durumun vahameti anlaşılacaktır.

Bu programla birçok fayda temin edilecektir. Personelin mesleki bilgilerini yenilemesi sağlanacak, iller arasında birlikte proje üretme ve uygulama anlayışı yaygınlaşacaktır.

Bir ürün ve bir konuda ulusal ve uluslararası mevcut durum tespit edilmiş olacak, her şehirde o konuya vakıf personel sayısı artacak, üretici taleplerine gerçekçi çözümler üretilecek, bu çalışmada derlenen bilgiler yatırımcıya rehberlik edecektir.

 

2.2-Bakanlık personelinin yabancı dil eğitimi

Bakanlık personelin dil öğrenmesi teşvik edilmelidir. Yurtdışı akraba toplulukları ve Müslüman ülkelerle irtibatı güçlendirecek dillere öncelik verilmeli, dil öğrenmesi ve tecrübe paylaşımı için personele yurtdışında geçici görevle çalışma imkânı sağlanmalıdır.

TİKA aracılığıyla birçok ülkeye uzman personel gönderilmektedir. Yurtdışına görevlendirilen personel sayısı artırılarak ülkemizin uluslararası itibarı canlı tutulmalıdır.

Yurtdışında görev yapan personelin rehberliğinde, ülkemizdeki şirketlerin bu ülkelerde arazi kiralaması veya satın alması teşvik edilmeli, ülkeler arası işbirliğiyle tarım ürünlerinin bu ülkelerde birlikte üretilmesi ve pazarlanması fırsatları araştırılmalıdır.

 

2.3-Personelinin kişisel bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi

Personelin topluluğa hitap etme alışkanlığı kazanması için kurum içi toplantılar tertip edilmelidir. Bu amaçla, her personele kurum toplantı salonunda 20 dakika süreyle bilgi ve tecrübelerini paylaşma fırsat tanınmalıdır.

Bir ay içerisinde kimin hangi konuda bilgi vereceği önceden belirlenmeli, her personelin yılda en az bir kez sunum yapması sağlanmalıdır.

Toplantı salonlarındaki ses ve yayım sistemleri yenilenmeli, köy ve arazi çalışmalarında kullanmak için taşra teşkilatlarına seyyar ses ve mikrofon sistemi alınmalı, katılımcı sayısına odaklanmadan, bir veya birkaç dinleyici olsa bile köy/ mahalle eğitim ve yayım çalışmalarına devam edilmelidir.

İl merkezlerinde kişisel eğitim seminerleri tertip ederek veya her personelin bu konuda verilen kurslara katılması teşvik edilerek; yüksek özgüvene sahip, hoşgörülü, çözüm odaklı çalışma anlayışı yaygınlaştırmalı, kurumun hizmet sunma standardı yükseltmelidir.

Protokol kurallarının öğrenilmesi ve uygulanması teşvik edilmelidir. Protokol kurallarını bilen ve uygulayan personel sayısı arttıkça; kurumun itibarı artacak, iş ve zaman disiplini sağlanacak, hiyerarşiye riayet etmek kolaylaşacak, kendisi ve muhatabının saygınlığını koruyan çalışanlar sayesinde kurumun başarı grafiği yükselecektir.

 

2.4- Atama ve görevlendirmede liyakat ve adaletin gözetilmesi

Kamu kurum ve kuruluşuna atama yapılırken liyakatin, kurum içi ve kurum dışı görevlendirmede adaletin gözetilmesi, yönetim erkini elinde bulunduranlar için hukuki ve ahlaki bir görevdir. Sorulduğunda; herkes hakkaniyete uygun davrandığını söylese de…  

Liyakat ve ehliyet sahibi olmayan yüzlerce insanın, münhal bir idari göreve gelmek için, tanıdığı- tanımadığı birçok siyasetçi ve bürokratın kapısını çalmak zorunda kalması sistemik bir problemdir. Ayrıca henüz idari göreve atanmadan önce, idareciyi siyaset ve bürokratların töhmeti altında bırakmak; insan onurunu ve kişi haysiyetini zedeleyen bir durumdur.

Bilgi, görgü, emek ve gayretiyle değil de yalnızca referanslarının desteğiyle göreve gelen idareciler kendisine yardımcı olanlara karşı mahcup, referansın gücüne dayanarak kurum çalışanlarına karşı merhametsiz, kurum iş ve işleyişine karşı ilgisiz kalabilmektedir.

Belki de… Kamu idareciliğine hücum edilmesinin en önemli nedeni; çalışma hayatı ve emeklilikte idarecilere tanınan haklardır. Sırf bu haklardan faydalanmak için idari göreve talip olan birçok kişinin, kuruma fayda sağlamak yerine sıkıntı olduğu bilinmektedir.

Bir şehri bir insana hizmet ettiren bu anlayış terkedilmelidir. Görev aldığı makamdan itibar kazanan değil, bilgi ve tecrübesiyle kurumun hizmet sunma standardını yükseltecek kişilerin görev almasına imkân tanıyan yeni bir yaklaşım belirlenmeli, kimsenin kamuya ait hak ve yükümlülükleri; eş, dost, akraba ve arkadaşına peşkeş çekmesine fırsat verilmemelidir.

Üçlü kararnameyle atanan yöneticilerin; çalışma dönemi hariç, emeklilik hak ve maaşlarının kendi müktesebindeki diğer çalışanlarla eşit tutulmasıyla problemin önemli kısmı çözülmüş olacak, atanabilmek için hiyerarşi kademesindeki önceki görevleri yapmış olmak mecburiyeti getirildiğinde, liyakat sahibi olanların görev alması kolaylaşacaktır.

 

3-GÜNCEL MEVZUATIN ÖĞRENİLMESİ VE UYGULANMASI

Tarım insanlığın ilk ve vazgeçilmez mesleğidir. Yeryüzünde yaşayan her insanın sofrasına bir tas sıcak çorba ve bir dilim ekmeğin gelmesi tarımla mümkün olmaktadır.

Dünya Ticaret Örgütü kararları çerçevesinde (şimdilik hava hariç) her şeyin alınır ve satılabilir olduğu günümüzde; ülkeler ithalata koruma duvarları örerek, ihracata teşvik ve destek vererek üretici ve tüketicilerini korumak gayretindedir. Her ülke uluslararası ticaret ve rekabetin etkilerinden korunmak için çeşitli politikalar üretmektedir.

Hükümet programlarının uygulanabilmesi için mevzuat oluşturulması ya da mevcut mevzuatın şartlara göre yenilenmesi, mevzuatın emredici hükümlerinin uygulanması gerekir.   

Ülkemizde ulusal ve uluslararası güncel tarımsal mevzuatın öğrenilmesi ve uygulanması konusunda; üreticilerin, tüccarların, sanayicilerin, personelin, hatta idarecilerin yeterli bilgisi (ilgisi) yoktur. Personelinin güncel mevzuatı takip etmesi, öğrenmesi ve işleri mevzuata uygun yürütmesi çok önemli bir husustur.  

Diğer önemli bir husus; ilgili kurum ve kuruluşların görüşü alınarak mevzuatın teknik kısmı tamamlandıktan sonra, dil ve anlatım uzmanlarına okutularak yanlış anlaşılmaya sebep olacak hususların düzeltildikten sonra yayımlanmasıdır.   

 

4-TARIMSAL YAYIM VE EĞİTİM MERKEZLERİ

Ankara, Adana ve Aydın’da bulunan eğitim merkezlerinde tarım, hayvancılık ve kişisel gelişim eğitimleri verilmektedir. Bu merkezlerin daha verimli çalışması için;

Eğitim merkezlerinde ders çeşitliliği arttığı halde eğitimci sayısı artmamış, mevcut eğitimcilerin konuyu hazırlanarak anlatması tercih edilmiştir. Daha verimli bir çalışma için, kurum dışından uzman eğitimcilerin ücret karşılığı ders vermesine imkân tanınmalıdır.

Eğitim merkezlerinde sosyal, kültürel, sportif imkânlar yetersiz olduğu için kursiyerler eğitim merkezleri dışında barınmayı tercih etmektedir. Eski bir tenis masası olan yerlerde iki raket ve bir top bulmak mesele olmaktadır. Merkezlerdeki bu eksikler giderilmelidir.

Eğitim merkezlerinde kursiyerler için yapılan teknik ve sosyal geziler; uzun süre evden uzak kalan kursiyerlere moral ve motivasyon sağladığı için faydalıdır. Bu gezilere katılmak mecburi hale getirilmeli, teknik geziye katılmayan kursiyerin devamsızlık hakkından bu süre düşülmelidir. Teknik gezilerin faydalı olması için merkezlerin imkânları artırılmalıdır.

Eğitim süresince programı takip etmeyen kursiyere sertifika verilmemelidir. İkinci bir kursta aynı davranışı gösteren kursiyer uyarılmalı, kendi talebi ve kurum onayı ile görevli geldiği kursu takip etmeyenlere harcırah ödenmemelidir.

Genç çiftçilerin eğitimi de bu merkezlerde gerçekleştirilebilir. Proje konusuna göre 20 kişilik guruplar halinde eğitime alınan gençlere; 10 iş günü (2 hafta) mesleki, 10 iş günü işletmecilik eğitimi verilmeli, başarılı olanlara meslek ve girişimcilik için 2 ayrı sertifika verilmelidir. Eğitim alan gençler projeleri daha rasyonel uygulayacaktır.

 

5-TARIMSAL İŞLETME DANIŞMANLIĞI MODELİ

5.1-TARGEL Projesi  

TARGEL personeline kadro verilmesi ve özlük haklarının eşitlenmesiyle, 10 yıl içinde 10.000 teknik personele istihdam sağlayan projenin sonlandırılması yerinde bir karar olmuştur.

İstatistiki bilgi toplamak ve sorumlu olduğu köylerin kalkınmasında aktif görev alması amacıyla istihdam edilen TARGEL personeli, sözleşmeli çalıştığı için kendini öteki hissetmiş, köyde uygun çalışma ofisi ve ikametgâh bulamadığı için mutsuz olmuş, üreticiler için yeter faydayı sağlamamıştır.

Kamu yönetimi, protokol kuralları, mevzuat konusunda eğitim verilmeden köylere gönderilen TARGEL personeli iş ve zaman disiplinine riayet etmemiş, nihayet kadro verilerek ve statüsü eşitlenerek projenin temel felsefesini oluşturan köyde ikamet etmek mecburiyeti kaldırılmış ve proje sonlandırılmıştır.

 

5.2-Kayıt için geçmiş yıllarda yapılan çalışmalar

Önceki yıllarda parsellerin kayıt altına alınması için Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından TÜKAS (Tarımsal Üretim Kayıt Sistemi) ve işletmelerin kayıt altına alınması için Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu işbirliğiyle TİKAS (Tarımsal İşletme Kayıt Sistemi) projeleri hazırlanmış ve uygulanmıştır. Bu projelerle tarımsal işletme ve parsellerin kayıt altına alınması hedeflenmiştir. Her iki projede TARGEL personeli aktif görev almıştır.

Bu iki projenin uygulanması için personele yeterli süre verilmemiş, kayıt işlerinin tamamlanmasına bir adım kala… Henüz tespiti yapılmamış parsel ve işletmelerin bir haliyle sisteme kaydedilmesi istenmiş (pişmiş aşa su katılmış) ve sonuçta ‘Şüpheli’ bir çıktı elde edilmiştir. Herhalde çıktı şüpheli olduğu için güncelleme çalışmalarına devam edilmemiştir.

 

5.3-Tarımsal işletme danışmanlığı modeli

Bursa bölgesel akıl toplantısında, her işletmeden bir personelin sorumlu tutulacağı işletme danışmanlığı modelinin uygulamaya konulacağı bizzat bakanımız tarafından ifade edilmiş, projenin uygulanması için personel genel müdürlüğünce çalışma başlatılmıştır.

19 Şubat günü Yalova ilinin dâhil olduğu telekonferansı izledim, konuşmacıları dinledim. Personel Genel Müdürümüz Sayın Nizamettin Ekinci; projenin kendileri tarafından hazırlandığını, projeyle personel verimliliğinin amaçlandığını, bazı personelin (inspektör) projeden muaf tutulabileceğini, araç ihtiyacının il imkânlarıyla karşılanacağını söyledi.

Bursa il müdürü Sayın Ömer Çelik; Bursa’da her personele 500 işletme düştüğünü, projenin uygulanması için gayret göstereceklerini söyledikten sonra, aksaması muhtemel bazı hususları anlattı. Programda konuşan il müdürlerimizi de dinledim, diğer kurum çalışanlarına görüşlerini ifade etmek imkânı tanınmadı.

Telekonferansta; projeyle işletmelerin kayıt altına alınmasının amaçlandığı, personele zimmetlenecek işletmelerin personel tarafından yıl içinde 4 kez ziyaret edileceği ve bu sayede işletmelere danışmanlık hizmeti verileceği anlatıldı.

 

5.3.1- Tarımsal işletme danışmanlığı modelinin gerekçesi  

Tarımsal İşletme Danışmanlığı modelinin, TARGEL projesinin sonlandırılması ile bu personelin atıl kaldığı, il ve ilçe merkezlerinde görev alan bu personelin verimli çalışması için her işletmenin bir personele zimmetleneceği tezi üzerine kurulduğu görülmektedir.

Taşra teşkilatının mükellef olduğu çok sayıda görev ve sorumluluk bulunduğu dikkate alındığında, TARGEL personelinin atıl kalacağı tezi yanlıştır. Bakanlığımız personeli çalışkan, dürüst ve iyi niyetlidir ve kendisine tevdi edilen görevleri başarıyla yerine getirmiştir.

Projenin fizibilitesi ve beklenen sonuçların ne olacağı konusunda hiçbir bilgilendirme yapılmadığı dikkate alındığında; projenin alelacele gündeme taşındığı düşünülmektedir.  

Her personelin bir işletmeden sorumlu tutulması yeni bir yaklaşım olmakla birlikte, gerçekleştirilmek istenen temel amacın ne olduğu belli değildir. Sadece personelin atıl kaldığı tezi üzerinden yapılacak çalışmaların ne kuruma ne de işletmelere faydası olmayacaktır.

Personelin sürekli sahada tutulması ofis ortamında yürütülen işleri sekteye uğratacak,  bu durum taşra teşkilatının felç olmasına sebep olacaktır.

 

5.3.2- İşletme sayıları

Ülkemizde ÇKS kaydı olan 2.500.000 adet bitkisel üretim, TÜRKVET, KKKS, AKS ve diğerleri dâhil 2.879.265 adet hayvancılık, kayıtlı ve onaylı 631.525 üretim/satış/toplu tüketim işletmesi bulunmaktadır. (Kaynak: Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü/Aralık 2015 Raporu)

Kayıtlı işletme ve personel sayısı birlikte değerlendirildiğinde bir personelin sorumlu olacağı ortalama işletme sayısı 300, yıl içinde her işletmeye 4 kez gidildiğinde ziyaret sayısı 1200, hastalık/ izin/ tatil hariç 220 mesai gününde günlük ziyaret sayısı 6 olacaktır.

İl ve ilçelerde işletme dağılımı yeknesak olmadığından, bir il/ilçede bir personelin sorumlu olacağı işletme sayısı 100 iken diğerinde 300 - 600 arasında olacaktır.

ÇKS kaydı olmayan on binlerce parsel, hayvancılık veri tabanına kayıtlı olmayan binlerce işletme birinci paragraftaki sayıya dâhil değildir. Kayıtlar tamamlandığında her personelin sorumlu olacağı işletme sayısı 2 ila 5 kat artacaktır. Görev dağılımının adaletli olmadığı düşüncesi tartışma ve çatışmayı beraberinde getirecek, sivil itaatsizlik artacaktır.

Bilgi ve tecrübe yönünden personel müsavi olmadığı için, bazı işletmelerin lehine olan bu durum diğerinin aleyhine sonuç doğuracak, işletmesine tecrübeli personelin danışmanlık yapması için gösterilen çaba personeli incitecek, kurumu yıpratacaktır.

Yıl içinde her işletmeyi 4 kez ziyaret etmek için personelin her gün göreve çıkması gerekecek, yeter sayıda araç bulunmadığı için bu kolay olmayacak, olsa bile yakıt masrafı ve seyyar görev ödemeleri kaynak israfına yol açacaktır.

Mevzuatın emrettiği işlerin bir kısmı arazide bir kısmı ofiste yürütülmektedir. Mesela hayvan sağlığı şubesince tanımlanmış 135 ayrı iş ve işlem bulunmaktadır ve bunların 85 adedi arazide diğerleri ise ofis ortamında evrak veya veri tabanı üzerinden yürütülmektedir. Personelin sürekli göreve çıkması ofis çalışmalarını aksatacaktır.

Bu modelde işletmelerin kayıt altına alınması amacından vazgeçilmiş, danışmanlık ön plana çıkarılmıştır. Bu modelle verilerin toplanması ve güncellenmesi mümkün olmayacaktır.

Tarım taşra teşkilatları üreticiye rehberlik yaptığı halde, bir algı yönetimi olarak ortaya atılan bu projeyle önceki yıllardaki çalışmalar yok sayılmaktadır.

Projeyi hazırlayanların bile izah ederken zorlandığı modelin, bu haliyle başarıya ulaşmayacağını, yoğun emek ve masrafa rağmen büyük bir hayal kırıklığıyla sonuçlanacağını düşünüyorum. Projenin bakanlığın etkin ve verimli çalışmasına değil, personelin oyalanması ve kaynakların heba edilmesine sebep olacağı kanaatini taşıyorum.

Yukarıda saydığım nedenlerle, işletme danışmanlığı projesinin iptal edilmesi ve bunun yerine tarımsal kayıtları önceleyen yeni bir yaklaşımın belirlenmesinin gerektiğine inanıyorum.  

 

5.3.3- Temel amaç işleyen bir kayıt sisteminin kurulması olmalıdır

Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikaları çerçevesinde ülkemizdeki üretim ve tüketimin net olarak kayıt altına alınması istenmektedir. İşleyen bir kayıt sistemi, ülkemizin tarımla ilgili temel politikalarının sağlıklı belirlenmesi için de gereklidir.

İşletme sorumluluğu projesinin temel amacı işleyen bir kayıt sisteminin kurulması olmalıdır. Tarımsal üretim değişkenlik gösterdiği için kayıtlar her yıl güncellenmeli, kayıt için personele yeter süre tanınmalıdır. Hangi ilin önce bitireceği yarışı işletmelerin ziyaret edilmeden kayıt edilmesi ve işe yaramayan bir çıktının elde edilmesine sebep olmaktadır.

 

5.3.4-İşletmelerin zimmetlenmesi

Her işletmeyi bir veya birkaç personele zimmetlemek, temel kayıtların oluşturulması ve kayıtların güncel tutulması için faydalı olabilir. İşletme sorumlularının belirlenmesi de verimliliği artıracaktır, fakat bir personelden çok sayıda işletmenin bütün işlerini takip ederek onları başarıya ulaştırmasını beklemek imkânsız olduğu gibi ahlaki de değildir.

 

5.3.5-Köy ve mahalle sorumluluğu uygulanmalıdır

Her personele belli sayıda tarımsal işletmeyi zimmetlemek yerine ‘Köy veya Mahalle Sorumluluğu’ modeli uygulanmalıdır. 1 mühendis ve 1 veteriner hekim aynı köy/mahallede bulunan parsellerden, bitkisel ve hayvancılık işletmelerinden birlikte sorumlu tutulmalıdır.

Kayıtlar her yıl 1 Ocak tarihinde başlamalı Eylül ayı sonunda kayıt edilmemiş parsel ve işletme kalmamalıdır. Yılın son üç ayında analiz ve değerlendirmeler yapılmalıdır.

 

5.3.6-İşletme danışmanlığı modelini kim yürütmelidir

TÜKAS ve TİKAS projeleri Tarım Reformu Genel Müdürlüğü koordinesinde yürütüldüğü için, Tarımsal İşletme Danışmanlığı projesi de Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından uygulanmalı ve izlemelidir.

 

5.3.7- Danışmanlık hizmeti profesyonel şirketler tarafından vermelidir.

İşletmelerin kayıt altına alınması, ziyaret edilmesi, denetlenmesi ve danışmanlık hizmeti verilmesi çok farklı şeylerdir. Bir personelin tek başına bir işletmeye danışmanlık yapacağını düşünmek, personel ve işletme için rasyonel değildir.

Konusunda uzman kişi veya kişilerin, sahip oldukları bilgi ve tecrübelerini belirli bir zaman dilimi içinde hizmet verdikleri kişi veya kuruluşa, tanımlanmış iş tarifine uygun bir şekilde aktarma işi danışmanlık olarak adlandırılmaktadır.

Danışmanlar işi yerine getirmezler. Başarıyı engelleyen aksamaları ortadan kaldırılmak için çözüm önerileri sunar, işletme verilerini tahlil ve analiz ederek, başarıya götürecek yol haritası oluştururlar. Kamu kurumları ile ulusal ve uluslararası fonlardan işletme sahibinin nasıl faydalanacağı yönünde bilgi ve belge sunarlar.

Tarım ve hayvancılık ayrılmaz iki cüzdür. Bu iki cüzün birlikte analiz edilmesi, üreticiye akılcı çözümler üretebilmek için işletme veya ekonomi eğitimi almış kişilerin de danışmanlık şirketlerinde görev alması teşvik edilmelidir.

Danışmanlık şirketi en az 3 kişi tarafından kurulmalı, en fazla 300 işletmeye/ üreticiye hizmet vermeli, taban ücret belirlenmeli, tavan ücretin önü açık olmalı, danışmanlık ücretinin %25 kısmını üretici,  % 75 kısmını devlet ödemelidir.  

Danışmanlık şirketinin taahhüt ettiği iş ve işlemleri yerine getirip getirmediği ‘Dört Göz’ ilkesiyle takip edilmelidir.

 

  1. TARIM BİLGİ SİSTEMİ

Tarım ve hayvancılıkla ilgili temel stratejilerin belirlenmesi için verilerin kayıt altına alınması elzemdir. Sağlıklı bir değerlendirilme için kayıtların sağlıklı yapılması ve her yıl güncellenmesi gereklidir.

Ülkemizde tarımsal bütün kayıtlar ‘Tarım Bilgi Sistemi’ üzerine kayıt edilmekte ve bu sistem üzerinden izlenmektedir. Tarım bilgi sistemi ve uygulamada yapılacak birkaç yeni düzenlemeyle tarımsal kayıt sistemini işler vaziyette tutmak mümkündür.  

Tarım bilgi sistemindeki modüllerden birçok veri tabanına on-line bağlanmak ve ihtiyaç olan veriyi almak mümkündür. Nüfus ve Vatandaşlık Bilgi Sisteminden kimlik sorgulamak, Tapu Kadastro Bilgi Sisteminden kişi tapu kayıtlarına ulaşmak, Vefat ve İntikal İşlerini takip etmek, Coğrafi Bilgi Sisteminden parseli görmek mümkündür. Bilgi sisteminde Çiftçi Kayıt Sistemi, Örtü Altı Kayıt Sistemi, Tarımsal Üretim Kayıt Sistemi (TÜKAS) bilgilerine ulaşmak, Tarım Alet ve Makine, İyi Tarım, Organik Tarım, Tarımsal Destekleme Ödemeleri kayıtlarını görmek ve bunları raporlamak mümkündür. Sisteme yalnızca şifre verilmiş personel girebilmektedir. Her personel yetki verilen konuda kayıt ve güncelleme yapabilmektedir.

Bitkisel üretimin net olarak kayıt altına alınması için ‘Tapu Kadastro Bilgi Sisteminde’ (TAKBİS) kayıtlı her parsel üzerinde ekili ya da dikili ne varsa tespit edilmesi ve kayıt edilmesi gerekir. Kayıtlı ürün ve alan bilgileri birlikte değerlendirildiğinde ülkemizde hangi ürünün ne kadar alanda ve ne kadar (ortalama) üretildiği hesaplanmış olacaktır.

Tarımsal işletmelerin kayıt edilmesi için hangi parselin kim tarafından işletildiğinin belirlenmesi gerekir. Parsel sahibi ve parseli işleyen aynı kişi olabileceği gibi, parsel sahibi ve işleyen farklı olabilir. Parsel sahibi vefat ettiği halde aynı parsel başka biri tarafından işlenmiş olabilir. Parsel birkaç kişinin üzerine hisseli olduğu halde, hissedarların yalnızca biri tarafından kullanılıyor olabilir. Parsel arsa vasfında olduğu halde bitkisel üretimde kullanılıyor olabilir.

Bu nedenle parsel malikleri ve parseli işleyenlerin veri tabanında ayırt edilmesi şarttır. Parselin sahibi ve parseli işleyen ayırt edilmediği sürece işletmelerin kayıt altına alınması mümkün değildir. Hangi parseli kimin işlediği ayırt edilmezse işletme sayılarının belirlenmesi de, hangi işletmenin ne ürettiğini de, ne kadar ürettiğini de belirlemek mümkün olmayacaktır.

Hangi parsellerin kim (hangi işletme) tarafından işlendiğinin belirlenmesiyle bitkisel üretim kayıt altına alınmış olacaktır.

İşletmelerin cansız varlıkları TBS üzerinde ‘Tarım Alet ve Makineleri’ bölümünde takip edilmektedir. Cansız varlıklar 5 yılda bir (0-5 yıllar) taşra teşkilatları tarafından yerinde yapılan kontrolle güncellenmelidir.

 

6.1-Bitkisel üretimin kayıt altına alınması için ne yapılmalıdır

Bitkisel üretim tarım bilgi sisteminde üç ayrı yerde kayıt edilmekte ve izlenmektedir. Bu kayıtların en önemlisi ‘Çiftçi Kayıt Sistemi’ dir. Tarım desteklerinden faydalanmak isteyen üreticilerin sahipli veya kiralık işlediği parselleri taşra teşkilatına müracaat etmesiyle yapılan ÇKS kayıtları, üreticilerin başvurusu doğrultusunda her yıl güncellenmektedir.

İkincisi ‘Örtü Altı Kayıt Sistemi’ dir. ÖKS yanlış tasarlanmıştır. Sistem verilerinden örtü altı üretim miktarını belirlemek mümkün değildir. Örtü altında yıl içinde 2-3 kez ürün alınması durumunda bunu kayıt etmek mümkün değildir; sistem ürün yerine üretim alanını 2-3 katına çıkarmaktadır. Bankalar kredi verirken ÇKS çıktısını esas aldığı için, örtü altı alanları tekraren ÇKS’ ye kayıt edildiği için üretim alanları hesabında hatalı çıktıya sebep olmaktadır. Bu iki başlılığa son verilmeli, ÖKS, ÇKS’ ye entegre edilerek kapatılmalıdır. Bu amaçla ÇKS’ ye eklenecek yeni bir sütunda üretimin örtü altı veya açıkta yapıldığı takip edilebilir.

Bu kayıtlardan üçüncüsü ‘Tarımsal Üretim Kayıt Sistemi’ dir. TÜKAS üzerinde önceki yıllarda yapılmış parsel ekiliş kayıtları bulunmaktadır. TÜKAS işler vaziyettedir ve ÇKS’ ye yapılan kayıtlar on-line olarak TÜKAS’a da kaydedilmektedir.

 

Bitkisel üretimin net kayıt altına alınması için;

*Destekleme ödemelerinden faydalanmak isteyen üreticiler taşra teşkilatına müracaat ederek işledikleri parselleri Çiftçi Kayıt Sistemine kayıt ettirmektedir.

*Çiftçi Kayıt Sistemine yapılan kayıtlar TÜKAS sistemine on-line kaydedilmektedir.

*Tapu Kadastro Bilgi Sisteminde kayıtlı bütün parseller TÜKAS üzerinde yer almaktadır ve bu parsellerden ÇKS kaydı olanlar sistemde yer almaktadır.

*Çiftçi Kayıt Sistemine kayıt yaptırmayan üreticilere ait parseller üzerinde ekili dikili olan ne varsa, taşra teşkilatı personeli tarafından yerinde yapılan çalışma ile TÜKAS sistemine kayıt edildiğinde; ülkemizin bitkisel üretimi kayıt altına alınmış olacaktır.

 

6.2- Güncelleme çalışmaları

6.2.1-Beyan mecburiyeti getirilerek işletme kayıtlarının güncellenmesi

Aktif veya pasif olduğuna bakılmaksızın işletme sahibine; parsel ekilişleri, canlı-cansız varlıkları ve hayvanlarını beyan etmek mecburiyeti getirilerek ve kayıtlarını zamanında yaptırmayanlara müeyyide uygulanarak işletmeler güncellenebilir.

Üreticilerin kayıttan imtina etmesinde en önemli faktör; her yıl ziraat odasına kayıt olmak, oda aidatı ve kayıt ücreti ödemek zorunda kalmalarıdır. Ekilişlerin muhtar ve ihtiyar heyeti tarafından onaylanması da gereksiz bir uygulamadır. Muhtar ve heyetin üretici parselinde neyin ekili ve dikili olduğunu bilmek ve onaylamak mecburiyeti olmadığı için üreticiye külfet olan bu uygulamaya da son verilmelidir.

Beyan mecburiyeti sisteminde üreticiler hazır matbu formları doldurup on-line veya bizzat kuruma gelerek ilettiklerinde parsel kayıtları güncellenmeli, bilahare yerinde yapılan kontrollerde eksik veya yanlış beyanda bulunanlara yasal müeyyide uygulanmalıdır.

 

6.2.2- İşletmelerin personel tarafından yerinde tespit edilerek güncellenmesi

Tapu kadastro bilgi sisteminde kayıtlı her parselin, canlı-cansız varlıkların personel tarafından yıl içinde işletmelere yapacağı ziyaret ve denetimlerle güncellenmesidir. Üreticiye hiçbir mükellefiyet getirmeyen bu sistem zor ve masraflıdır. Bu sistemde parsel ekilişleri kategorize edilerek güncellenme yılları belirlenebilir; mesela dikili parseller 4 yılda bir, tarla ve bahçeler tek veya çok yıllık ekilişi dikkate alınarak ziyaret aralığı belirlenebilir.  

 

6.2.3- Karma sistem 

Parsel ve işletmelerden beyanla güncellenenler hariç, diğerlerinin personel tarafından yapılacak ziyaret ve denetimlerle güncellenmesidir.

Karma sistemde sahipli ve aktif işletmeler, sahipleri tarafından yapılan bildirimle kayıt edildikten sonra; kayıt yaptırmayanlar, kayıttan imtina edenler, sahipleri vefat edenler ve diğer birçok sebeple kayıt olmayanlar ziyaret edilerek kayıt sistemindeki bilgiler güncellenecektir.

 

6.3-Hayvanların kayıt altına alınması

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kayıt sisteminde büyükbaş hayvanlar TÜRKVET, Küçükbaş hayvanlar KKKS, Arılı Kovanlar AKS veri tabanına izlenmektedir.

Hayvancılık kayıt sistemi de henüz sağlıklı bir yapıya kavuşmamıştır. Buna hayvanların sürekli hareket halinde olması, hayvanların doğumla çoğalması, satılarak yer değişmesi, kesilerek tüketilmesi, hastalık sebebiyle ölmesi gibi sebepler gösterilse de kayıt sisteminin düzgün işlememesinin sebebi hayvanlar değil insanlardır.

Hayvanların kayıt altına alınması ve takip edilmesi küpe takılan büyük ve küçükbaş hayvanlar ve plaka numarası verilen arılı kovanların sisteme yazılmasıyla yapılmaktadır. Kayıt sisteminin sağlıklı işlemesi için işletme sahipleri ve personelin yerine getirmekle mükellef oldukları iş ve işlemleri zamanında yapması, yerine getirmeyenlere yasanın emredici hükümlerinin uygulanması gereklidir.

Ülkemiz hayvan mevcudunun net olarak belirlenmesi için; Sığır, Koyun Keçi, Deve, Kanatlılar, Kümes Hayvanları, Balık ve Su Ürünü İstihsalleri, Arılı Kovan, Tek Tırnaklılar, Domuz ve gerekli görülecek diğer hayvanlar kayıt altına alınmalıdır.

Sokak hayvanlarıyla Belediyeler, Çevre ve Şehircilik, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Hayvan severler ilgilenmiş görünse de… Şehirler imar edilirken hayvanların yaşam alanları planlanmadığı, karınlarını nasıl doyuracakları, suyu nereden ve nasıl içeceği belirlenmediği sürece yapılanların hepsi ‘MİŞ…’ ten öteye geçmeyecektir.

 

6.3.1-Hayvanlara küpe takılması

Küpeler küçük ebatta, kulaktan düşmeyen, kolay taklit edilmeyen, muadili kolay ve ucuz temin edilmeyen nitelikte olmalıdır.

Kayıt sisteminin sağlıklı bir yapıya kavuşması için 2023 yılına kadar üreticiden küpe ücreti alınmamalı ve küpeler personel tarafından ücretsiz takılmalıdır. Küpe ve küpe takma giderleri hayvancılığı destekleme ödeme kalemlerinden karşılanmalıdır.

Aynı hayvana ikinci kez küpe takılması talep edildiğinde, işletme sahibinden küpe ve küpe takma ücreti alınmalı, ikinci kez küpe taktıran işletmeler çok sıkı denetlenmelidir.

Dijital teknoloji çağında cipli küpeler akıllı çözümler sunacaktır. Hayvanın soy kütüğü, fotoğrafı, ait olduğu işletme bilgilerinin yer aldığı, dijital okunabilen ve on-line kayıt imkânı tanıyan küpeler çalışmaları kolaylaştıracak, personele zaman kazandıracaktır.

Hayvanın kesilmesi veya ölümü sonrasında hayvanın kaydının sistemden düşülmesi için kuruma bildirimde bulunmayanlara caydırıcı yasal müeyyide uygulanmalıdır.  

 

6.3.2-Hayvan kayıtlarının güncellenmesi

Hayvancılık işletmeleri yıl içinde birçok kez ziyaret edilmekte, büyük ve küçükbaş hayvanlara yapılan aşılar sisteme yazılarak, arılı kovanların plakaları sisteme yazılarak kayıtlar güncellenmektedir.

 

6.4-Gıda ve yem işletmeleri

Gıda ve yem işletmeleri tarım bilgi sistemi üzerinde ‘Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi’ne kayıt edilmeli ve izlenmelidir. Gıda işletmeleri nitelik, nicelik ve kapasite yönünden çok çeşitlidir. Gerçek bir veri tabanının oluşturulması için, üretim izni olsun olmasın gıda ve yemle ilgili her işletme veri tabanına kaydedilmelidir.

Kayıtlı her işletmenin ruhsat ve üretim izni alması, kaliteli ve sağlıklı bir yapıya kavuşması için sabır ve sebatla çalışılmalıdır. İşletme sahipleri ve çalışanları eğitime tabi tutularak işletme standartlarının yükseltilmesi amaçlanmalıdır.

Mevzuata riayet etmeyenler uyarılmalı, uyarıları dikkate almayanlara ceza yazılmalı, 3 kez aynı konuda ceza alan işletmeye kısa süreli kapatma cezası verilmeli, 4. kez yanlış yapan işletme kapatılmalı, işyeri sahipleri de gıdayla ilgili işyeri açmak ve bu işlerde çalışma hakkından mahrum edilmelidir.

Küçük imalatçılar, sokak satıcıları, balık-ekmek satanlar, kısaca gıdayla ilgilenen herkesin ruhsatlı çalışması, hijyen şartlarına riayet etmesi sağlanmalıdır. Toplum sağlığını tehdit eden ruhsatsız ve kontrolsüz (merdiven altı) üretim ve tüketim işletmeleri kapatılmalıdır.

AB müfredatı gereği hazırlanan mevzuatın uygulanma süreci hızlandırılmalı, ambalaj ve etiketi bulunmayan, menşei belli olmayan ürünlerin pazarlanmasına izin verilmemelidir.

 

6.5-Denetim

İşletmelerin kayıt altına alınması, güncellenmesi ve denetlenmesi ayrı şeylerdir. Kayıt altına alınmış her işletmenin yasal mevzuatın emredici hükümlerine uygun çalışıp çalışmadığını izlemek için belli aralıklarla denetlenmesi gerekir.

Avrupa birliği ülkelerinde denetleme çalışmaları ‘Dört Göz’ ilkesiyle yapılmaktadır. Ülkemizde de bu anlayışla çalışan ajans ve kurumlarda, denetimden bir kişiyi sorumlu tutmak yerine, aynı konuda farklı kişilerin yapacağı denetimlerle işleyiş takip edilmektedir.

İşletmelerin denetiminde kaydı yapan personel birinci göz, taşra teşkilatı personeli ikinci göz, şube müdürlüğü personeli üçüncü göz, örnekleme yoluyla bakanlık veya bölge sorumlusu tarafından yapılacak denetim dördüncü göz işlevi görecektir.

Denetim sonuçlarını takip etmek için işletmelere ziyaret defteri bulundurma mecburiyeti getirilmelidir. İşletmeyi ziyaret edenlerin izlenimleri deftere kaydedilmeli, bir sonraki ziyarette yapılan uyarıları dikkate almayanlar uyarılmalı, gerekirse ceza-i müeyyide uygulanmalıdır.

İşletme mevcuduna göre ziyaret ve denetim sayısı artırılır veya azaltılabilir. Personelin yıl içinde yaptığı ziyaretler performans kriteri olarak değerlendirilebilir. 

 

7-GENÇLERİN TARIMA KAZANDIRILMASI

            Birçok ülkede mikro kredi desteğiyle insanların geçimlik seviyede iş ve ekmek sahibi olması teşvik edilmektedir. Hükümet programında gençlerin destekleneceği bildirilmiştir. Bu proje kapsamında tarımsal üretim yapmak isteyen gençlere 40.000 TL hibe, 60.000 TL kredi olmak üzere, toplam da 100.000 TL destek verilmelidir.

Projenin başarıyla uygulanması için;  

1-Genç çiftçi tarifi yapılmalıdır.

-İlk, orta ve lise mezunları için; 22-35 yaş

-Lisans ve yüksekokul mezunları için 25-35 yaş

2-Proje kapsamında yerine getirilmesi gereken prosedür belirlenmelidir.

            -Üretim yapılacak işletmenin sahibi veya kiracısı olmak

            -En az 6 yıl süreyle projeyi uygulamayı taahhüt etmek

-Ziraat odasına kayıt olmak

-Bitkisel ve hayvansal kayıt sistemine kaydolmak

-Daha önce çiftçilik yapmak şartı aranmaz.  

2-Köyde uygulanacak tip projeler için bakanlık taşra teşkilatları gençlere yol göstermelidir.

            -İl müdürlükleri tarafından örnek projeler hazırlanmalıdır.

3- Genç çiftçiler eğitilmelidir

-Aynı konuda proje başvurusu yapan gençler eğitim merkezlerinde 20 kişilik guruplar halinde eğitime alınmalı, gençlere; 15 iş günü (3 hafta) mesleki, 15 iş günü (3 hafta) işletmecilik eğitimi verilmeli, başarılı olanlara eğitim konusu ve girişimcilik için 2 ayrı sertifika verilmelidir.

4-Proje konuları

-Sığır yetiştiriciliği (10 baş)

-Koyun yetiştiriciliği (50 baş)

-Arıcılık (100 Arılı Kovan)

-Su ürünleri, alabalık üretimi (kapasite belirlenmelidir)

-Seracılık (2 dekar kapalı alan)

-Kültür mantarı üretimi (60 ton/yıl)

-Bağcılık (30 dekar)

-Meyvecilik (50 dekar)

-Ekoturizm (10 kişi/gün misafir kapasite)

-Kanatlı yetiştiriciliği

                        -Gezen tavuk (1000 Adet)

-Bıldırcın yetiştiriciliği;    

-Yumurta 5000 adet/gün -Et 500 adet/gün

-Tavşan yetiştiriciliği; 100 adet/gün kesim

-Yurtiçi ve yurtdışında pazar bulacak yöresel el işi ürünler (Projenin uygunluğu varsa)

-İpekböcekçiliği; Uygun kapasite belirlenmeli, Çin ile rekabet edebilmek için destekler artırılmalı, aynı köyde (en az 10 kişi) birlikte üretim yapmayı taahhüt edenlere ise daha fazla destek sağlanmalıdır.

-Gıda imalathaneleri; Çerkez peyniri, koyun peyniri, Höşmerim, Çemen, Turşu, Salça…

5-Uygun projelere hibe ve kredi desteği sağlanmalıdır

-Krediler Ziraat Bankası veya Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla verilecektir.

-Krediler faizsiz olacaktır

-Uygun projelere 40.000 TL hibe ve talep edilirse 60.000 TL kredi verilecektir.

6-Kredilerin geri ödenmesi

-2 yıl ödemesiz, 3.yıl=%10 (6000 TL), 4.yıl=%20 (12000 TL), 5.yıl=%30 (18000TL), 6.yıl=%40 (24000 TL)

7-Köyde 10 yıl süre ile tarım yapacağını taahhüt eden gençlerin 2 yıl boyunca sigortası devlet tarafından ödenmelidir. (Mahkûmlara ve denetimli serbestlikle tahliye olanlardan köyde proje uygulamak isteyenlere de bu fırsatın tanınması yerinde bir karar olacaktır.)  

 

8-ÜRETİCİ ÖRGÜTLERİ (KOOPERATİFLER ve BİRLİKLER)

8.1-İşletmecilik anlayışının değiştirilmesi

Tarımsal İşletme Danışmanlığı modelinde, personelin arazide daha aktif rol alması amaçlanmış olabilir. Hâlbuki ülkemiz tarımının temel meselesi personel performansı değil, işletmecilik anlayışının değiştirilmesidir. Bakanımız Sayın Faruk Çelik Bursa toplantısında; ‘İşletmecilik hatalarından kaynaklanan bir bedeli tüketiciye ödetmeye kimsenin hakkı yoktur.’ diyerek ülkemiz tarımının temel problemini bu cümleyle özetlemiştir.

 

8.2-Üretici örgütleri gerekli performansı gösterememiştir

Ülkemizde, yasal örgütlü faaliyetler dernekler yasasına göre kurulmaktadır. Yeter sayıda üye ve uygun tüzükle başvuran herkese örgütlenme hakkı tanınmaktadır.

Üretici örgütlerinin amacı, hükümet uygulamalarına karşı üretici haklarının korunması, girdilerin daha ucuza temin edilmesi, ürünlere en iyi fiyattan pazar bulunması olmalıdır.

Hükümetler ise üretici ve tüketicilerin haklarını korumakla mükelleftir. Üretimin planlanması, ihracata teşvik verilmesi, yatırımlara teşvik ve kredi desteği sağlanması, üretimin destekleme ödemeleriyle korunması üretici lehine olan çalışmalardır. Ucuz, sağlıklı ve menşei belli olan gıdanın pazara ulaşması, halkın yeterli ve dengeli beslenmesi için yeter miktarda gıdanın temin edilmesi ise tüketici lehine olan çalışmalardır.

Üretici örgütleri hükümet politikalarına karşı üyelerinin haklarını korumak ve sağlıklı gıdanın piyasaya ulaşmasının teminatı olması gerekirken, ülkemizdeki örgütler tüzüklerinde yer alan görevleri bile hakkıyla yerine getirmemiştir. Üreticiye olumlu bir katkı sağlamadıkları halde tarımsal desteklerden pay almaları, bu örgütlerin sorgulanmasına sebep olmuş, kapatılmaları yönünde kamuoyu oluşmaya başlamıştır.

Buna rağmen üretici örgütlerinin varlığı korunmalıdır. Çünkü bugünlere gelmek kolay olmamıştır. Bu örgütlerin üretici ve tüketici lehine sağlıklı işletilmesi için yeni yol haritaları belirlenmeli, üretici örgütlerinin piyasada etkin rol alması teşvik edilmelidir.

 

8.3- ‘Kiwi Atlantico’ Modeli

İspanya’nın Galicia Bölgesi Vigo kentinde bulunan Kiwi Atlantico üretici birliğine yaptığımız teknik geziden kısaca bahsetmek istiyorum. Ziyarette birliğin sorumlu mühendisi Martin Fernandez ve şirket yetkilisi Carlos Vila Costas’ tan bilgi alınmış; bahçeler, depolama, tasnif ve paketleme üniteleri gezilerek çalışmalar gözlemlenmiştir.

Kivi yetiştiricileri birliği sorumlu mühendisi Martin Fernandez; İspanya’da yıllık kivi üretiminin 12.500 ton olduğunu, 7.500 tonunun Kiwi Atlantico üyeleri tarafından üretildiğini, yıllık tüketimin 100.000 ton civarında olduğunu, her İspanyol vatandaşın sabah kahvaltısında bir adet kivi yediğini, tanıtım ve reklam sayesinde tüketimin arttığını anlattı. Üretimin her aşamasının üretici birliğinde çalışan mühendislerce takip edildiğini, hasat zamanına da onların karar verdiğini anlattı.  

Şirket müdürü Carlos Vila Costas’ da hasat edilen kivilerin birliğe ait plastik kasalarla depoya getirildiğini, tasnif edildiğini, aynı boy ve kalite kivilerin üzerine etiket bilgileri (hasat tarihi, üretici adı, üretici kodu, ürün kategorisi ve kilogramı) yazılarak ürünün satış zamanı planlanarak istiflendiğini anlattı. Çiftçilerin ürünlerini teslim ederken fiyat sormadıklarını, kiviler satıldıktan sonra Haziran ayında, her üreticiye aynı kalite ürün için ortalama satış fiyatı üzerinden ödeme yapıldığını ifade etti.

Her yıl Mayıs ayında kivinin tanıtımı amacıyla festival düzenlediklerini, her üreticinin birliğe üye olmak mecburiyeti bulunmadığını, buna rağmen yetiştiricilerin %95’inin birlik üyesi olduğunu, üyelerin birliğin üretim ve pazarlama kurallarına uymayı kabul etmek zorunda olduğunu ifade etti. Mesela bitki düzenleyici ürünlerden stofex kullanılması İspanya’da serbest olduğu halde, stofex kullananların kivilerini depolamadıklarını ve pazarlamadıklarını söyledi.

İşletmecilik açısından Kiwi Atlantico iki ayrı kısımdan oluşuyor. Birinci kısım üretici birliği işlevi görürken, ikinci kısım ticari şirket olarak yapılanmıştır. Birinci kısım çiftçilerin bilgilendirilmesi, ilaçlama, gübreleme, hasat çalışmalarını takip ediyor, 2-3 ayda bir yayınladığı bülten ve düzenlediği seminerlerle üretime yön veriyor, şirket kısmı ise tedarik (İthalat ve ihracat da yapıyorlar), tanıtım, pazarlama işlevini yerine getiriyor.

Dünyanın birçok yerinde üretici örgütleri üretim ve pazarlamayı birlikte yürütmektedir. Bizim ülkemizde bu anlayışla çalışan üretici örgütü yok denilecek kadar azdır.

 

8.4-Üretici örgütleri

Kooperatifler (Cooperation) sermaye gücü olmayan küçük üreticilerin birlikte üretmek ve pazarlamak amacıyla kurdukları teşekküllerdir. Birlikler ise aynı ürün istihsali yapan üreticilerin piyasada aktif rol almak ve üyelerinin haklarını korumak için kurulmuş örgütlerdir.

Ülkemizde; kooperatif, ziraat odası, birlik, vakıf ve dernek statüsünde tarım alanında faaliyette bulunan pek çok örgüt bulunmaktadır. Bu örgütler; uluslararası yenilikleri izleyerek üreticiye yön veren kapasiteye sahip olmadıkları gibi, onlarla dayanışma içine girerek haklarını koruyacak güçlü bir yapıya da sahip değildir.

Ülkemizdeki kooperatif ve birliklerin kuruluş gayesi ucuz girdi ve kredi temini olup, en büyük tedarikçi ve destekçileri devlettir. Bizim üreticilerimiz bir işi birlikte başarmak için bir araya gelmiş değildir, onlar devlet yardım ve desteklerinden faydalanmak için kendilerinin dahli olmadan kurulmuş yapılara kayıt olmak zorunda bırakılmışlardır.

Bir başka önemli problem; hayvan ve hayvandan elde edilen ürünler için ayrı birliklerin kurulmasına müsaade edilmiş olmasıdır. Arı yetiştiricileri ve bal üreticileri ayrı örgütlenmiştir. Damızlık sığır yetiştiricileri ayrı, süt üreticileri ayrı, kırmızı et üreticileri ayrı örgütlenmiştir. Bu çoklu yapının üreticilerin lehine olmayacağı itirazlarına rağmen (herhalde) üretici örgütü yöneticilerinin gönlünü hoş tutmak için müsamaha gösterilmiştir.

Günümüzde üretim ve pazarlamada uzmanlaşmış şirketler karşısında, geleneksel İMECE anlayışıyla hareket eden kooperatif ve birliklerin başarı şansı yoktur. Bu nedenle kooperatif ve birliklerin şirket gibi çalışması teşvik edilmeli, satış mağazasını kurmak isteyenlere destek verilmeli, şirketleşmek isteyen örgütlere uzun vadeli kredi sağlanmalıdır.

Üretici örgütleri bünyelerinde mühendis veya veteriner-hekimler görev almaktadır. Örgütlerin işletmecilik anlayışının değiştirilmesi için işletme ya da ekonomi eğitimi almış personel istihdam etmeleri veya danışmanlık hizmeti satın almaları teşvik/mecbur/ edilmelidir.

 

8.5-Yeni hal yasasının getirdiği yükümlülükler

‘Yeni Hal Yasası’ ile üreticilere çeşitli yükümlülükler getirilmiştir. Üreticiler ticaret müdürlüğünden şifre almak, ürünlerini sisteme girmek ve sistem üzerinden satmak zorundadır.

Ürüne yurtiçi ve yurtdışından müşteri bulma imkânı sunan bu sistem, sahtekâr alıcıya karşı ürün bedelini garanti altına almakta, üreticiden tüketiciye satış imkânı vermekte, devletin meyve-sebze satışından alacağı vergiyi garanti altına almaktadır. Yasanın sağlıklı işletilmesi için herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.

 

8.6- Yeni hal yasasının getirdiği fırsatlar

Üretici yanında sağlıklı gıdanın tüketiciye ulaşmasını amaçlayan bu sistem henüz rayına oturmamıştır. Hal yasası çerçevesinde, tarladan sofraya güvenilir gıdanın ulaştırılması üretici örgütleri aracılığıyla yapılabilir. Üretim ve pazarlamayı birlikte koordine eden örgütlerin çoğalması üretimin izlenmesini kolaylaştıracak, tüketici fiyatlarını aşağıya çekecektir.

Üretici örgütleri il ve ilçe merkezlerinde açacakları mağazalarda ürünlerini, kendi ad, logo ve markayla satacak, bu sayede tarla fiyatı tezgâha yansıyacaktır. Üreticiler aracı olmadan ürünlerini satmak, tüketiciler ucuz fiyattan ürün almak imkânına kavuşacaktır. Ortak satış mağazası açılması halinde işyeri ve işçilik giderleri aşağı çekilecek, birçok ürünün bir arada satılması ve tüketicilerin ürüne ulaşması kolaylaşacaktır.   

 

8.7-Katkı ve kalıntıların takibi

AB müfredatı çerçevesinde, mecburi olarak yapılan denetimlerle tarladan sofraya gıda güvenliği amaçlanmıştır. Bitki koruma ürünlerinin (zirai ilaç) reçeteyle alınması, uygun doz ve zamanda kullanılması, uygun olmayanların cezalandırılması talimatla düzenlenmiştir.

Bu çerçevede taşra teşkilatı tarafından hasat öncesi, sebze-meyve hallerinde hasat sonrası yapılan denetimlerde alınan numuneler akredite laboratuvarlarda analiz edilmektedir. Hasat öncesi uygun ilaç kullanılmayan ürünler ve uygun ilaç kullandığı halde ilacın ömrü yarılanmadan pazarlanan ürünler imha edilmekte, üreticisine de ceza yazılmaktadır.

Çok önemli olan bu konuda birçok üreticinin yeterli bilgisi yoktur. Katkı ve kalıntıların takip edilmesi toplum sağlığı için çok önemlidir. Tüketicilerin bilgi ve duyarlılığı arttıkça katkı-kalıntı içeren ürünlerin pazarlanması mümkün olmayacaktır. Kontrol ve izlemenin yaygınlaşmasıyla sağlıklı üretim yapan işletmeler haksız rekabete karşı korunmuş olacaktır.

 

8.8-Üretici kayıt defteri

Üreticiler satın aldıkları ilaçları adını, miktarını ve hangi parsele kullandığını üretici kayıt defterine kayıt etmek zorunda olduğu halde, defter kayıtları gerektiği gibi yapılmamıştır.

Defter uygulamasına son verilmeli, bunun yerine ilaç ve gübrenin hangi parsel için alındığının reçete veya faturaya yazıldığı yeni bir sisteme geçilmelidir. Bu sistem sayesinde; hangi parsele ne zaman, ne kadar, hangi ilaç ve gübrenin kullanıldığı izlenebilecektir. Üreticiler ilaç reçetesi ve gübre faturalarını bir dosya içerisinde muhafaza edebilecektir.   

 

9-ZİRAAT ODALARI

9.1-Ziraat odasının kurulması

Üretici kayıtlarını tutmak için kurulan ziraat odaları tüzel kişiliğe sahip, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.

Yeter sayıda üreticinin bir araya gelmesiyle, her il ve ilçede ziraat odası kurmak yasal açıdan mümkün olsa da, il merkezi dışında ziraat odası kurulması yanlıştır. İl merkezinde bir adet ziraat odası bulunmalı ilçelerde çalışma ofisi kurularak çok başlılığa son verilmelidir.  

 

9.2-Ziraat odasının gelirleri

Ziraat odaları yıllık üye aidatı, çiftçilik belgesi ücreti, danışmanlık hizmeti gelirleriyle işletilmektedir. Giderlerini zor karşılayan odalar bulunduğu gibi, gelirlerine mütekabil iş ve hizmet üretmeyen odalar da bulunmaktadır.

Üreticiler oda aidat ve ücretlerinin hakkaniyet ölçülerinde olmadığını, hatta keyfilik olduğunu, her yıl ziraat odasına yeni kayıt olmak ve ücret ödemek zorunda olmalarına anlam veremediklerini, oda gelir ve giderlerinin takip edilmesinin faydalı olacağını ifade etmektedir.  

 

9.3-Ziraat odası başkanının seçilmesi

Ziraat odası başkanları delege sistemiyle seçilmektedir. Delege sisteminde başkanın değiştirilmesi kolay olmadığı için, bir kez kazanan bu görevi uzun süre yürütmektedir.  Ziraat Odaları Merkez Birliği Başkanı da uzun yıllardan beri değişmemiştir.

 

9.4-Ziraat odası kayıtları

Ziraat odasına müracaat eden üreticiler sahipli veya kiralık işledikleri arazi tapularını ibraz ederek çiftçi kaydı yaptırmaktadır. Arazi üzerindeki ekilişler üreticinin beyanına göre yazılmakta, beyanların doğruluğu araştırılmamaktadır. Oda kayıtlarından üretici sayısını ve üretim miktarını belirlemek mümkün olmadığı için, oda kayıtlarının ehemmiyeti yoktur.

Ziraat odaları hayvancılık işletmelerini kayıt altına almamaktadır. İşin tuhafı hayvan yetiştiricilerinin odası da yoktur. Ziraat odaları kurulduğu yıllarda, herhalde! hayvancılık yapan işletmeler unutulmuştur.

Hayvancılık yapmak isteyenler, gerekli evrakları taşra teşkilatına ibraz ederek kayıt olmaktadır. Taşra teşkilatları da kayıt yaparken üreticiye ziraat odası kaydı sormamaktadır.

 

9.5-Çiftçilik Belgesi

Üretici ve oda arasındaki ilişkiyi sürekli kılan şey, odaların ‘Çiftçi Belgesi’ vermek yetkisinin bulunmasıdır. Eğer kurum ve kuruluşlara ‘Çiftçi Belgesi’ ibraz etmek mecburiyeti olmasa ziraat odalarının kapısını çalan olmaz.

 

9.6-Ziraat odası ve ÇKS kayıtları

Ziraat odasından ‘Çiftçi Belgesi’ alan üretici ilçe müdürlüğüne giderek ÇKS kaydı yaptırmaktadır. Bu ikili kayıt sistemine son verilmeli, bu iki belge yerine geçecek belge ilçe müdürlüğü veya ziraat odası tarafından verilmelidir.

 

9.7-Ziraat odalarının varlığı sorgulanmaktadır

            Tarımsal eğitim, yayım ve danışmanlık hizmetlerinin çok farklı kanallarla üreticiye ulaştırıldığı bir çağda yaşıyoruz. Eski yıllarda ziraat odalarının görev tanımı içinde yer alan birçok işin, ziraat odaları tarafından görülmesine gerek kalmamıştır.

Tarımsal kayıtların tutulması için odaların teknik alt yapısı yetersizdir. Tapu üzerinden yapılan kayıtlarda ürün bilgisi yazılmadığı için kayıtların istatistiki bir değeri yoktur.

Tarımsal faaliyeti bulunmadığı halde odaya kayıtlı kişiler olduğu gibi, yüksek miktarda üretim yaptığı halde ziraat odasında hiçbir kaydı olmayan çok sayıda üretici bulunduğu için, oda kayıtlarından çiftçi sayısını belirlemek imkânı da yoktur.

Tarımla ilgili bütün kayıtlar ilçe müdürlüğünde tutulduğu halde ‘Çiftçi Belgesi’nin oda tarafından verilmesi yanlış bir uygulamadır. Üreticiler; ziraat odalarının kendilerine bir katkısının bulunmadığını, odaya ödemek zorunda bırakıldıkları aidat ve ücretlerin ÇKS kayıtları için engelleyici bir faktör olduğunu, odaya ödenen ücretlerin kim tarafından ve nasıl belirlendiğini dahi bilmediklerini, aslında üreticilerin ziraat odası etrafında örgütlenmediğini, örgütlü insanların üretici üzerine tahakküm kurduğunu ifade etmektedir.

 

9.8-Çözüm nedir

ÇKS kayıtlarını kim tutuyorsa ‘Çiftçi Belgesi’ni o vermelidir. Ziraat odalarının tarımsal kayıtları tutması için kurumsal altyapısı yetersiz olduğu için Çiftçi Belgesi’nin ilçe müdürlüğü tarafından verilmesi akılcı görülmektedir.

 

10-TARIM ALANLARININ KORUNMASI

10.1-Tarım topraklarının betonla kaplanması engellenmelidir

            Şehirler çok hızlı büyümektedir. Gecekondu kültürüyle büyüyen şehirlerde; park ve bahçeler, çocuk oyun alanları, araç park yerleri, spor alanları yetersizdir. İnsanların değil eşyaların barınmasına uygun imar edilen evler, ihtiyacın üzerinde çok büyük ebatta yapıldığı için arsa fiyatları yükselmekte, imar içindeki her boşluk beton yapılarla doldurulmaktadır.

Belediyeler ihtiyaç olduğunu öne sürerek 1/5000 ve 1/25000 haritalarda imar değişikliği yapmak suretiyle tarla ve bahçelere arsa vasfı kazandırmaktadır. Taban suyu çok yüksek olan tarla ve bahçelerin üzerinde çok katlı (depremde en önce yıkılması için) binalar yapılmaktadır.

Tarım arazilerinin betonla kaplanmasını engellemek için; şehirden 20-30 km uzak, taşlık, çalılık, kıraç, verimsiz ormanlık alanlar imara açılmalı, buralara banliyö kentler kurulmalıdır. Herkesin ihtiyacına cevap olsun diye 30, 40, 60, 80, 100, 120 m2 lik daireler ve sosyal donatı alanlarının yapılması teşvik edilmelidir. Organize sanayi bölgelerinin de kıraç ve taşlık araziler üzerine kurulması yasal zorunluk haline getirilmeli, tarıma elverişli alanlar üzerinde beton binaların yapılması yasaklanmalıdır.

Şehirlerde arsa/inşaat oranı yeniden belirlenmeli, yeni meskenler bahçeli kampüsler içinde imar edilmeli, her şehrin ruh ve kimliğine uygun mimari ön plana çıkarılmalıdır.

 

10.2-Köy nazım ve imar planları tamamlanmalıdır

Köylerde yapılacak cami, okul, sağlık evi, köy evi, ahır, samanlık, tuvalet, sosyal tesislerin hepsi projeli yapılmalı, köy içi ve ilçe bağlantı yollarına standart getirilmelidir. Köy sokakları paket/ parke taşla kaplanmalı, köyler yazın tozdan kışın çamurdan kurtarılmalıdır. Köy içinde ark ve kanallar tesis edilerek köy sokaklarının çamur olması engellenmeli, gübrenin köy yerleşimi içerisinde dökülmesi yasaklanmalıdır.

 

10.3-Köy TOKİ

Genç çiftçi ve emeklilerin barınması için her köyde 20 adet 60 - 100 m2 lik daireler inşa edilmelidir. Alt katı ahır üst katı ev olarak imar edilen projeler sağlıklı olmadığı için ev ve ahırlar ayrı inşa edilmelidir. Evler iklim ve talepler dikkate alınarak; tek katlı, 2 katlı, 3 katlı olarak aynı cadde üzerinde ve merkezi ısıtma sistemine uygun inşa edilmelidir.

 

10.4-Köy şirketleri

Aynı köyde yaşayan insanların ticari şirket ortaklığı anlayışıyla tarım ve hayvancılık yapmaları teşvik edilmelidir. Bu amaçla ahır, ağıl ve yem depoları ortak alanlar olarak imar edilmelidir. Gönüllülük şartıyla köydeki herkes hissesi oranında şirkete ortak olabilmelidir. 

 

10.5-Yabancı veya yerli yatırımcılara satılan araziler

Dünya’da ve ülkemizde yatırım dışı sermaye arazi ve emlak’ a yönelmiş, birçok şehirde araziler yerli ve yabancı yatırımcılara satılarak el değiştirmiştir.

Bu arazilerin az bir kısmı kiralama veya mülk sahibinin müsaadesiyle işlenmekte, daha fazla kısmı değer kazanacağı beklentisiyle atıl bekletilmektedir. İşlenmeyen arazileri atıl durumdan kurtaracak projeler geliştirilmelidir. Yabancılara proje uygulamak şartıyla satılan arazilerin amacına uygun işletilip işletilmediği takip edilmelidir.

 

10.6-Tarım ve sahil dönüşüm projeleri hazırlanmalı ve uygulanmalıdır

            Kentsel dönüşüm projeleri gibi tarımsal dönüşüm projeleri uygulanmalıdır. Henüz tarla ve bahçeleri % 60-80 oranında bozulmamış yerlerdeki binalar yıkılarak bu yerlerin hepsi yeniden tarıma kazandırılmalı ve buralara inşaat yapılamayacağı hüküm altına alınmalıdır.

Sahillerde o şehirdeki her insanın hakkı vardır. Sahiller, denizden içeriye 50-200 metre sahil boyunca park ve bahçe olarak imar edilmeli, denizin toplumla irtibatın koparan bütün binalar yıkılmalıdır.

 

11- ORMAN KÖYLERİ (ORKÖY)

       Orman Köylüleri Kalkınma Hizmetlerine İlişkin Esas ve Usuller Orman ve Su İşleri Bakanlığınca belirlenmiş olup, ülkemizde mülkiyeti devlete ait 20.7 milyon ha orman alanı içerisinde 7337 orman içi, 12824 orman bitişiği olmak üzere toplam 20161 orman köyü bulunmaktadır. Orman köylerinin %36’sı orman içi, %64’ü ise orman bitişiği köylerdir. Orman köylerinin yaklaşık %17’si kıyı, %69’u dağlık, %14’ü de plato yörelerinde yer almaktadır.

Orman köylülerinin yaşam şartlarının iyileştirilmesi için, üretime yönelik projelerine destek verilmelidir. Orman köylerinde toplanan ürünler ve tıbbi aromatik bitkilerin envanteri çıkarılmalıdır. Kestane, Ihlamur, Defne, Fıstık Çamı, Kuşburnu, Doğal Mantarlar ile gıda değeri olan tüketilebilir diğer bitki ve meyvelerin toplanması, işlenmesi ve pazarlama sürecini de içine alan bir disiplinle ekonomiye kazandırılması için örgütlü modeller teşvik edilmelidir.

 

12-BİR KÖY BİR ÜRÜN

            Köy Tavuğu, Tavşan Üretimi, Bıldırcın Yetiştiriciliği, Bağcılık, Meyve Üretimi, Sebze Üretimi, Seracılık, Tıbbi Aromatik Bitki Üretimi konularında bir köyde, bir ürünü, iyi bir şekilde yetiştirmek için alternatif üretim modeli geliştirilebilir.

İşlenebilir toprağı az olan köyler (orman köyleri) bu çalışmalar için uygundur. Bireysel olarak üretilen aynı ürünün birlikte pazarlanması esasına dayalı bu sistemle köyler şenlenecek, iç turizm canlanacaktır. Sağlıklı ürünler uygun ambalaj içinde market raflarında yer bulacaktır.

 

13-ET FİYATLARI

Ülkemizde et fiyatları her dönem konuşulmuştur. Bakanlığımız tarafından koordine edilen bölge toplantılarında et, süt, ekmek fiyatları konuşulmuş, alınması gereken tedbirler değerlendirilmiş gübre ve yemde KDV’ nin kaldırıldığı ifade edilmiştir.

Toplantıda; et üreticileri zarar ettiklerini, tüketiciler et fiyatlarının yüksek olduğunu ifade etmiş ve ette tavan fiyat uygulanacağı konuşulmaya başlanmıştır.

Et için tavan fiyat uygulanmasının doğru bir karar olmadığını, kararın uygulanmasının mümkün olmayacağı kanaatini taşıyorum. Girdi maliyetlerini düşürecek tedbirler alındıktan sonra fiyatın serbest piyasada rekabet içerisinde oluşması üretici ve tüketicinin lehine olacaktır.

Kıyma ve kuşbaşına tavan fiyat uygulaması tağşiş ve yolsuzluğa fırsat tanıyacağı gibi, tüketici ve satıcının çatışmasına zemin hazırlayacaktır. Kuşbaşı genel bir tanım olup, karkastan alındığı bölgeye göre kalitesi değiştiği için denetlemek kolay değildir. Kıyma içerisine iç yağı, karkas yağı, hatta sakatat katılarak tağşiş edilmesi ihtimal dâhilindedir.

Et fiyatlarındaki temel problem üreticiden ziyade aracıların kazanmasıdır. Etlerin çoğu geleneksel kasap dükkânlarında satılmaktadır. Az sayıda hayvanı satışa sunan kasap, günlük nevalesini çıkarabilmek için yüksek kar marjı ile çalışmak zorundadır. Kasapların müşteriye göre farklı muamelede bulunması tüketici memnuniyetini temin etmekten uzaktır.

Üretici örgütlerinin ürünlerine marka değeri kazandırarak kendi satış mağazalarını kurmaya başlamasıyla birçok problem aşılacaktır. İlk mağazalar kurulduktan sonra diğer üreticiler rekabet fiyatından et satmak için kendi mağazalarını kurmak zorunda kalacaklardır.

Üreticiden tüketiciye satış zincirinin kurulmasıyla, üretici et ve mamullerini değerinde satacak, tüketici eti huzur içinde alacak, denetim mekanizması kolay işleyecektir.

 

13.1-Hayvan ithalatı

Önceki yıllarda çok sayıda damızlık ve besilik ithal hayvan getirilmiştir. Hayvan ithalatı kısa vadede çözüm görülse bile uzun vadede üretici ve tüketici aleyhine sonuçlar doğurmuştur.  

Yalnızca fiyatın baskı altına alınması için ithal hayvan getirildiğinde, iflasa sürüklenen üreticiler küsmüş, sektörden çekilmiş, üreticilerin yeniden kazanılması kolay olmamıştır.

Ülke nüfusu için üretilmesi ve tüketilmesi gereken et miktarı hesaplanarak uzun soluklu ve herkesin lehine olacak bir programın hazırlanmalı, sabır ve sebatla uygulanmalıdır.

Et fiyatlarının yüksek olmasında diğer bir problem de, şirketlerin gelirlerini maksimize etmek çabasıdır. Ucuz canlı materyal temin edilmesi halinde piyasayı ete boğacaklarını ifade eden besicilerin söylemleri bu anlayışı yansıtmaktadır. Tarım ve hayvancılık geçim için değil zengin olmak için yapılmaya başlandığından beri hiçbir şeyin tadı tuzu kalmadı. Bu anlayışın değişmesi için de çaba gösterilmelidir.

Yeterli et arzı olmamasının diğer bir sebebi geleneksel aile işletmeciliğinin azalmasıdır. Piyasaya hayvan sevk eden küçük aile işletmeleri üretim ve fiyatın sigortası durumundaydı. Bu nedenle özellikle küçükbaş hayvan yetiştiricisi küçük aile işletmeleri desteklenmelidir.

Hayvan kaçakçılığı diğer problemdir. Ucuz fiyat veya düşük kur olan ülkelerden sınır geçişleriyle canlı, araba bagajları ya da balıkçı tekneleriyle karkas veya işlenmiş et getirilerek satılabilmektedir. Üreticilerin selameti, tüketicilerin sıhhati için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Ayrıca, Rusya’nın alımları kesmesi nedeniyle kanatlı sektörünün krizde olduğu bu dönemde, kırmızı et ithalatı kanatlı sektörünün de hayrına olmayacaktır.  

 

  1. DAMIZLIK İŞLETMELERİ

Sayın bakanımız TİGEM işletmelerinde damızlık çiftliklerin kurulması için çalışma başlatacaklarını ifade etmiştir. Devlet eliyle yapılan üretimin uzun vadede verimli olmadığı bilinmektedir. Bununla beraber 8 aylık danaları piyasaya satmak şartıyla damızlık çiftliklerinin kurulması, hayvan ithalatından daha hayırlı bir hizmet olacağı aşikârdır.

Bu maksatla 7 ayrı bölgede 7 ayrı damızlık işletmesi kurulmalıdır. İşletmeler; 1-Trakya (Kırklareli) 2-Marmara (Balıkesir) 3-Ege (Uşak) 4-İçanadolu (Konya) 5-Güneydoğu Anadolu (Şanlıurfa) 6- Doğu Anadolu (Erzurum) 7-Karadeniz (Çankırı) da kurulmalıdır.

Damızlık işletmelerinde, bölgelerin iklim ve coğrafyası dikkate alınarak bölgeye uygun et, süt veya kombine ırklar tercih edilmelidir. Erzurum’da kurulacak işletmede Doğu Anadolu Kırmızısı ve Yerli Kara Sığırı tercih edilmelidir. Kültür ırkları ilk teminde yurt dışından seçilerek alınmalı, soy kütüğüne kayıtlı hayvanlarla üretime başlanmalıdır.

Damızlık işletmesinden damızlık dişi hayvan alan üreticiye bu hayvandan 3 buzağı alana kadar muhafaza etmek mecburiyeti (müeyyideleriyle birlikte) getirilmelidir

 

15-HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

15.1- Hayvancılık birlikleri

Birlikler, aynı tür hayvan yetiştiriciliği yapan veya aynı ürünü istihsal eden insanların ortak hedeflere kısa süre ve daha az maliyetle ulaşmak amacıyla kurulmuş üretici örgütleridir.

Birliklerin üyeleri arasında dayanışma ve iletişimi sağlamak, mesleki eğitimlerine yardımcı olmak, bakanlığın denetiminde ön soy kütüğü ve soy kütüğü kayıtlarını tutmak, ucuz girdi temin etmek, ürünlerin değerinde satılması için birliğe ait olarak şirket veya iktisadi işletme kurmak, danışmanlık ve proje desteği sağlamak gibi çok sayıda görevi bulunmaktadır.

Hayvancılık veri tabanına kayıtlı üreticilere yapılan destekleme ödemelerinin birlikler üzerinden yapılmaya başlanmasıyla, ülkemizde üretici birliği patlaması yaşanmış, kısa sürede çok sayıda birlik kurulmuştur.

Birbirinin ayrılmaz cüzü olduğu halde, hayvan ve hayvandan elde edilen ürünler için ayrı-ayrı birliklerin kurulması örgütlü gücün zayıflamasına sebep olmuştur. Merkez birliğine üye olmayan çok sayıda birliğin varlığı tanınmamıştır.

Birliğe üye olan her üreticiden hayvan sayısına bakılmaksızın birlik giriş aidatı (bürüt asgari ücretin %15’i) ve sahip olduğu her hayvan için her yıl belirli bir ücret (50 litre süt bedeli=50 TL) birlik geliri olarak alınmaktadır. İl birlikleri gelirlerinin % 10 kısmını merkez birliğine aktarmaktadır. Merkez ve il birliğindeki seçilmiş başkan ve yönetim kurulu üyelerinin huzur hakları ile çalışanların maaşları bu gelirden karşılanmaktadır.

Ülkemizdeki birlikler kendi tüzüklerinde yer alan görevleri bile hakkıyla yerine getirememiş, destekleme ödemelerinin devletten üreticiye aktarılması için üstlendiği rol ile üretici ve tüketici arasındaki ‘Aracı’ zincirine yeni bir halka olarak eklenmiştir.

İş ve hizmet üretemeyen birliklerin üretici desteklerinden pay alması, merkez birliğinde toplanan paralarla faydalı işlerin yapılmaması üreticiyi rahatsız etmiş, birliklerin varlığı sorgulanmaya başlanmıştır.

 Mesela üye aidatları hariç, 10.000 büyükbaş hayvan kaydı olan birlik makbuz mukabili 500.000 TL/Yıl, 100.000 büyükbaş hayvan kaydı olan birlik 5.000.000 TL/Yıl gelir elde etmektedir. İl birlik gelirlerinden %10 kısmı merkez birliğine aktarıldığı değerlendirildiğinde merkez birliklerinde yekûn bir paranın toplandığı aşikârdır. İl ve merkez birlik gelirlerinin hangi iş ve hizmetlerde kullanıldığını bilmediğim için bu hususta yorum yapmayacağım.

Ben üretici örgütlerinin gerekli olduğunu, başarılı olmaları için çok güçlü olmalarının gerektiğine inanıyor, birliklerin kapanmasına sebep olacak adımların atılmasının yanlış olacağı kanaatini taşıyorum. Devlet desteklerinin birlik aracılığı ile değil de direkt üreticiye ödenmeye başlandığında birliklerin kapısına kilit vurulmuş olacaktır.

Bu örgütlü yapıların dağıtılması yerine sayın bakanımızın ifade ettiği gibi işletmecilik hatalarından kaynaklanan hataların düzeltilmesi cihetine gidilmeli, iş ve hizmet üretmeyen birlik anlayışı terkedilmelidir. Ucuz girdi temini ve pazarlamada aktif rol üstlenen yeni bir anlayış geliştirilmelidir.

Üretici ve tüketici lehine çalışmayan il ve merkez birliği yönetim kurulu üyelerinin kolay değiştirilmesi için gerekli yasal düzenleme yapılmalı, üreticiler üzerine hiç kimsenin tahakküm kurmasına fırsat verilmemelidir.

Birlikler taahhüt ettikleri görevleri yapmaları için teşvik edilmeli, fizibilitesi yapılmış projeli çalışmalarına destek sağlanmalı, ürün adıyla kurulmuş birlikler kapatılmalı, hayvan ve ürünler aynı birlik çatısı altında ve farklı masalar tarafından takip edilmelidir.

Birlikler sağlıklı ve kaliteli hayvansal ürünlerin üreticiden tüketiciye aracısız ulaştıran yapılar olarak çalışmalı, çalışmalardan elde edilecek kazancı; genel kurul kararıyla yatırım için ayrılan paylar hariç, üyelerine dağıtmalıdır.

 

15.2- Hayvan hastalıklarıyla mücadele

Hayvan hastalıklarının bir yerden diğer yere taşınmasının önüne geçilmesi için gerekli tedbirler tam ve zamanında alınmalıdır. Hastalığın görüldüğü yerde söndürülmesi için gerekli teknik ve idari tedbirler uygulanmalıdır. Taşra teşkilatlarında yeter sayıda sağlık personeli mevcut olup, titiz ve dikkatli çalışıldığında hastalıktan ari işletmelerin sayısı artacaktır.

 

15.3- Hayvan refahı

Avrupa Birliği Müfredatı çerçevesinde ‘Hayvan Refahı’ önem kazanmıştır. Bakım ve beslenme şartlarının iyileştirilmesi, nakillerin ruhsatlı araçlarla yapılması, hayvanlara eziyet edilmeden sıhhi onaylı işletmelerde veteriner kontrolünde kesilmesi, etin soğuk zincir içinde muhafaza edilerek pazarlanması mecburi hale getirilmiştir.

Ahır ve ağılların iyileştirilmesi, arılıkların kurulması, kümeslerde bulaşma riskinin azaltılması, kurban kesim yerlerinin insan ve hayvanları incitmeyecek şekilde tasarlanması, şehirler imar edilirken sokak hayvanlarının yaşam alanlarının planlanması gerekir.

Ülkemizde hayvan nakli için uygun araç sayısı yeterli olmadığı gibi, uygun araçla nakil çok pahalıdır. Nakil araçlarıyla ilgili uygulanabilir bir düzenleme yapılmalıdır.

 

15.4-Mücavir alanda hayvan bakılması

Mücavir alanda hayvan bakmak yasak olduğu halde, hemen her yerde yetiştiricilik yapılmaktadır. Çok sayıda hayvanın yerleşim yerleri içinde bakılması, orada ikamet edenleri rahatsız etmekte, bu durum birçok tartışma ve çatışmayı beraberinde getirmektedir. Hobi amacıyla bakılan 1-2 hayvan bile şikâyet konusu yapılmaktadır. Şikâyetleri denetlemek ve tedbir almak konusunda belediyeler çözüm üretememektedir.

Konuyla ilgili yasal bir düzenleme yapılması yerel yönetimler ve üreticiler için yol gösterici olacaktır. Bu amaçla, köylerde ve köy-kent niteliği bulunan ilçelerde ve şehrin kenar mahallelerinde ev/aile ihtiyacı için bakılan hayvan sayısı ile ticari amaçla beslenen hayvan sayısını ayırt eden yasal bir sınır çizilmelidir. Mücavir alan içinde bu sayının üzerinde hayvan bakmak yasaklanmalıdır.  

 

15.5- Kurban bayramı

Şehirlere kurban götüren üreticilerde, kurban almak ve kesmek isteyen vatandaşlarda kurban günlerinde çok meşakkat çekmektedir.

Kurban satış yerlerinde, hayvanların barınma ve besleme şartları çok ilkel olup temiz su ihtiyacını karşılamak bile zordur.

Üreticiler 10-20 gün boyunca, hayvanlarla birlikte çamur içerisinde kalmakta, bu yerlerden belediye veya arsadan nemalanan kişiler kira parası almaktadır. Bayrama bir gün kala, elindeki hayvanları sahte çek ve senetlerle dolandırıcıya kaptıran üreticilerin hikâyelerini, hemen her köyde dinlemek mümkündür.

Kurban işleri diyanet işleri başkanlığı koordinasyonunda yürütülmektedir. Kurban ibadetinin huzuru içinde yerine getirilmesi için;

-İbadetin özüne, hayvan refahına ve insan onuruna yakışan yeni uygulama ve modeller geliştirilebilir ve kurumlar arası koordinasyon ile uygun çözümler üretilebilir.

-Şehre yakın köy/mahallelerde hayvan satış ve kesim yerleriyle ilgili yeni projeler uygulanabilir.  

-Kurbanların kesimhanelerde sıra numarası verilerek kesilmesi teşvik edilmeli, kurban sahiplerine kendi hayvanı olsun olmasın bir hisse için belirlenmiş miktar kurban eti (10 Kğ) verilerek, diğer kurban etleri ülke içinde veya ülke dışındaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılabilir.

-Bağış yoluyla yurt dışında kesilen kurbanlar internetten on-line takip edilebilmelidir.

-Kurban’da satılmayan hayvanlar güncel fiyattan et-süt kurumu tarafından alınmalıdır.

 

16- HAYVANCILIK DESTEKLEME ÖDEMELERİ

Devletler kendileri için stratejik olan sektörleri desteklemek amacıyla bütçeden pay ayırırlar. Ulaşım ve iletişim imkânlarının artmasıyla ulusal sınırların anlamını yitirdiği, eğer gerekli tedbir alınmazsa her sektörün kolay iflas edeceği bir çağda yaşıyoruz. Bu nedenle her ülke coğrafyasının elverdiği imkânlar çerçevesinde tedbir almak için gayret etmektedir.

Uzun soluklu bir yol çizilmesi için tarımsal mevcutların kayıt altına alınması, kayıtlar üzerinden teşvik ve desteklerin belirlenmesi ve gelecek planlaması yapılması gerekmektedir.

Ülkemizdeki bitkisel üretim ve hayvancılık kayıtlarının yeterli olmadığı, teşvik ve desteklerin çok sayıda ve karmaşık olduğu, az sayıda ve etkin bir sistemin kurulmasının gerekli olduğu bizzat bakanımız tarafından ifade edilmektedir.  

Ben destekleme ödemeleri için yeni bir yaklaşım geliştirmeye çalışacağım. Hayvancılık destekleme ödemelerinin belirli bir ‘A Katsayısı’ üzerinden hesaplanarak ödenmesinin faydalı olacağına inanıyorum. Sistemin üreticilerin ne kadar destek alacaklarının kolay hesaplamasına fırsat tanıyacağı, destekleme miktarlarının da kolay güncelleneceği kanaatini taşıyorum.

Kayıtlı üreticilerden ‘Destekleme Ödemesinden Faydalanmak İstiyorum’ dilekçesi alınması gereksiz bir uygulamadır. Vatandaşı yoran, zaman kaybına sebep olan bu ve benzeri uygulamalara son verilmelidir. Üreticilerin hak edişleri, ödeme zamanı geldiğinde direkt banka hesabına yatırılmalıdır.

 

16.1-Buzağı desteği

Buzağı yetiştiren üretici muteberdir. En fazla destek de buzağı üretene verilmelidir. Bakanlık veri tabanına kayıtlı olmak şartıyla etçi-sütçü ayrımı gözetilmeksizin küpe takılmış, aşıları yapılmış, doğum sonrası 12 ay süreyle aynı işletmede bakılan buzağılara 1 yıl için;

Yerli hayvanların, bakanlıktan izin alınmış damızlık boğalarla tabii tohumlama sonucunda elde edilen yerli hayvan buzağılarına

3A TL/Baş

Yerli ırk veya melez hayvanlara sun-i tohumlama sonucunda elde ön soy kütüğüne kayıtlı buzağılara

4A TL/Baş

Soy kütüğüne kayıtlı hayvanlara yapılan sun-i tohumlama sonucunda elde edilen buzağılara

5A TL/Baş

Manda buzağılarına

6A TL/Baş

 

16.2-Anaç büyükbaş hayvan desteği

Bakanlık veri tabanına kayıtlı olmak şartıyla etçi ve sütçü ayrımı gözetilmeksizin, küpe takılmış, aşı yapılmış, 12 aydan büyük olmak üzere işletmedeki her hayvana her yıl için;

Yerli hayvanların, bakanlıktan izin alınmış damızlık boğalarla tabii tohumlama sonucu doğmuş olan anaçlara

A TL/Baş

Yerli ırk veya melez hayvanlara sun-i tohumlama sonucunda elde edilen ön soy kütüğüne kayıtlı anaçlara

2A TL/Baş

Soy kütüğüne kayıtlı (Pedigrisi belirli) hayvanlara yapılan sun-i tohumlama sonucunda elde edilen anaçlara

3A TL/Baş

Manda

4A TL/Baş

 

16.3-Küçükbaş hayvan desteği

Bakanlık veri tabanına kayıtlı olmak şartıyla küpe takılmış, aşı yapılmış, doğum sonrası en az 8 ay süreyle aynı işletmede bakılmış olan koyun ve keçilere her hayvana her yıl için;  

Küçükbaş hayvanların 8 aydan büyük olmak üzere

A TL/Baş

 

16.4-Çoban istihdamı desteği

Küçükbaş hayvan desteği ödemesi alan üreticilere ikinci kez destekleme ödemesi yapılması gereksizdir. Bu nedenle çoban istihdam desteği iptal edilmelidir.

 

16.5-Kırmızı et desteği

Canlı hayvanlara verilen kırmızı et desteği iptal edilmelidir. Ruhsatlı yerlerde kesilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanlara karkas ağırlığı üzerinden kğ başına destek verilmelidir.

Dişi hayvanların kesilmesini önlemek için konulan müeyyideler fayda sağlamadığı için dişi veya erkek sağlıklı her hayvanın kesilmesi serbest olmalı, dişi hayvanlar yasakla değil destekleme ödemeleriyle koruma altına alınmalıdır. Ruhsatlı yerde kesilmek şartıyla;

 

Büyükbaş dişi ve erkek hayvanlar 12-36 ay olmak üzere karkas

A/A TL/Kğ

Büyükbaş dişi ve erkek hayvanlar 36 aydan büyük olanlara karkas

A/2A TL Kğ

Küçükbaş dişi veya erkek hayvanlar 8 -36 ay olmak üzere karkas

A/A TL/Kğ

Küçükbaş dişi veya erkek hayvanlar 36 aydan büyük olanlara karkas

A/2A TL/Kğ

Manda 12 aydan küçük olmamak üzere

3A/A TL/Kğ

Deve 12 aydan küçük olmamak üzere

3A/A TL/ Kğ

 

16.6-Süt teşvik pirimi

Soğutulmuş çiğ inek sütü

A/500 TL/Litre

Çiğ inek sütü

A/1000 TL/Litre

Koyun-Keçi sütü

A/500 TL/Litre

Manda sütü

A/200 TL/Litre

 

16.7-Arıcılık

            Bal şifadır. Arılar bitkisel üretimde tozlanmanın en önemli aracıdır. Ülkemiz derin vadi ve havzalara sahip olduğu için arıcılığa elverişlidir.  Arıcılığa verilecek destekler ve iyi bir organizasyonla Çin’den sonrada dünyada ikinci bal üreten ülke olmamız mümkündür. Arıcılık sarf malzemeleri ve nakliye işleriyle katma değeri olan bir sektördür.

            Eskiden 1 adet arılı kovan 1 adet koyuna denk sayılırdı. Yani 1 adet Koyun ve 1 adet Arılı Kovan’ın masraf ve gelirleri denk olduğu kabul edilirdi. Bu nedenle 1 adet arılı kovana 1 adet koyun için yapılan miktarda destekleme ödemesi yapılmalıdır.

 

En az 40 adet Arılı Kovanı bulunan ve Arıcılar birliğine üye olan üreticilere her arılı kovan için

A/2 TL/Adet

10-39 Arılı Kovanı bulunan ve Arıcılar birliğine üye olan üreticilere

A/4 TL/Adet

Seralarda Bambus Arısı kullanan üreticilere koloni başına

2A/ TL/Adet

Ürettiği bal ve poleni kendi ad ve markasıyla pazarlayan birlik ve kooperatif üyelerine her arılı kovan için

A TL/Kğ

 

16.8-İpekböcekçiliği

            Ucuz işgücü, sahip olduğu teknoloji, iklim ve üretim alanlarıyla İpekböceği üretiminde Çin liderdir ve Çin’le rekabet şansımız yoktur. Ülkemizde İpekböcekçiliği yetiştiricilerine ücretsiz tohum sağlayan Koza Tarım Satış Kooperatifi Birliği’ne kutu başına 40 TL, yaş ipekböceği kozasını satanlara 30 TL/Kğ destekleme ödemesi yapılmaktadır.

Üreticilere daha fazla destek sağlanması ve ipekböceği üreticilerinin dikecekleri dut fidanlarına destek vererek İpekböcekçiliğini gelecek nesillere taşıyabiliriz. Yerli ipeğin kullanılması için tanıtım ve reklam yapılmalı, tanıtımlar devlet tarafından desteklenmelidir.

 

Tohum Kutu

A/2 TL/Kutu

1.Sınıf yaş koza, damızlık koza

A/2 TL/Kğ

Dut fidanı desteği

A/5 TL/Adet

 

16.9-Su ürünleri

Su ürünleri yetiştiriciliği yapanlara, su ürünleri kayıt sistemine kayıtlı olmak şartıyla, ürün için kğ başına doğrudan üreticiye destekleme ödemesi yapılmaktadır. Bir işletmenin destekten faydalanacağı en fazla miktar 500.000 kg/yıl’dır. 250.000 kğ/yıl’a kadar desteğin tamamı 250.001-500.000 kg/yıl kısmı için desteğin %50′ si tutarında daha az ödeme yapılır.

 

Alabalık

A/100 TL/kg

Çipura-Levrek

A/100 TL/kg

Yeni türler

A/100 TL/kg

Midye

A/2000 TL/kg

 

16.10-Yem bitkileri

Kaliteli kaba yemlerin kuru ot olarak satıldığında dahi tahıllardan daha fazla gelir getirdiği, yemlerin hayvansal üretimde kullanılmasının üreticilere ilave gelir sağladığı bir gerçektir. Hayvancılığın gelişmesi için ucuz besleme kaynağı olan kaba yem üretimini artırmak gereklidir. Yem bitkisi ekilmesi toprağın erozyona uğramasını da engellemektedir.

Yonca (sulu) - 4 yılda bir kez ödenir.

A TL/Dekar

Yonca (kuru)- 4 yılda bir kez ödenir.

A/2 TL/Dekar

Korunga- 3 yılda bir kez ödenir.

A TL Dekar

Tek yıllık yem bitkileri - her yıl ödenir.

A/2 TL/Dekar

Silajlık tek yıllıklar - her yıl ödenir.

A/2 TL/Dekar

Silajlık mısır (sulu) - her yıl ödenir.

A/2 TL/Dekar

Silajlık mısır (kuru) - her yıl ödenir

A/4 TL Dekar

Özel Tapulu Çayır – her yıl ödenir.

Doğal mera vasfına sahip yerlere ödeme yapılmaz. Sulama imkânı olan çayırlara gübre ve sulama masrafları için destekleme ödemesi yapılır.

A/20 TL/Dekar

 

16.11-Aşılama el emeği desteği

            Hayvan kayıtlarının sağlıklı bir yapıya kavuşması için 8 yıl süreyle küpe, küpe takılması ve aşı uygulamaları üreticilere ücretsiz yapılmalı, uygulayıcıların el emekleri hayvancılığı destekleme kalemlerinden karşılanmalıdır.

Bakanlıkça belirlenen programlı aşılamalar için uygulayıcıya ödenecek ücretler;

 

Büyükbaş Şap (İnsana bulaşma riski taşımayan diğer bütün aşılar)

A/200 TL/Baş

Küçükbaş Şap (İnsana bulaşma riski taşımayan diğer bütün aşılar)

A/200 TL/Baş

Büyükbaş Brucellosis  (İnsana bulaşma riski taşıyan diğer bütün aşılar)

A/100 TL/Baş

Küçükbaş Brucellosis  (İnsana bulaşma riski taşıyan diğer bütün aşılar)

A/100 TL/Baş

 

16.12-Hastalıktan ari işletmeler

            Temel hedef her işletmenin hastalıktan ari hale getirilmesidir. Bu temel hedefe ulaşmış işletmelerin mevcut durumlarını muhafaza etmesi için desteklenmelidir. Destek verilmese bile üretici işletmesini hastalıktan ari tutmak için çaba göstereceği için bu destekler makul seviyede tutulmalıdır. Hastalıktan ari işletmede üretilen sütlere, diğer işletmelerde ödenen miktarda süt teşvik pirimi ödenir. (Onaylı çiğ süt desteği ödemesi iptal edilmelidir.)

 

Hastalıktan ari işletme desteği

2A TL/Baş

 

16-13-Hayvan genetik kaynaklarının korunması

            Halk elinde ıslah amacıyla uygulanan projeler bakanlıkça incelendikten sonra uzun soluklu olanlar programa alınmalıdır. Bu projeler için sağlanacak destekler beklenen fayda değerlendirilerek belirlenmelidir.

 

16.14-Desteklemelerin takibi

Desteklemeler ‘dört göz ilkesi’ ne göre takip edilmelidir. Birinci göz kayıt, ikinci göz ilçe müdürlüğü, üçüncü göz şube müdürlüğü, dördüncü göz bakanlık merkez teşkilatıdır. Bu takip sistemiyle ödemelerin gerçek üreticinin cebine girmesi sağlanmalıdır.

Veri tabanına kayıtlı her hayvana destek verilmeli, 1-500 hayvan için tam, 500+ hayvanlar için %50 daha az ödeme yapılmalıdır. Destek miktarları bir yıl önce ilan edilerek üreticinin gelecek planı yapmasına imkân tanınmalıdır. 

 

16.15-Tazminatlar

5996 sayılı kanun kapsamında belirlenen hayvan hastalıklarından ölen veya itlaf edilen hayvanlara yerel kıymet takdir komisyonlarınca belirlenen rakam üzerinden tazminat ödenir. 

 

17-BİTKİSEL ÜRETİM DESTEKLERİ

            Türkiye’de Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı 2,5 milyon üretici bulunmaktadır. Risk faktörü fazla, kâr marjı düşük olan bitkisel üretim her ülkede desteklenmektedir. Ülkemizde çiftçilerin kayıt altına alınmaya başlamasıyla, destekleme ödemelerinin çeşitliliği artmıştır.

Bitkisel üretimde üretimle birlikte paketleme, etiketleme ve pazarlama çalışmaları da desteklenmelidir. Ürünlerini (meyve, sebze, tahıl ve süs bitkileri) birlik veya kooperatiflerin koordinasyonuyla etiketli olarak kendi satış mağazalarında pazarlayan üreticilere bitkisel üretim desteği miktarına ilave olarak bu desteğin %50 si kadar daha destek verilmelidir.

Satış mağazası kuran veya aynı mağazada ürünlerini birlikte pazarlayan kooperatif ve birliklerin sayısı arttıkça, piyasa fiyatları aşağıya çekilecektir. Üreticiden tüketiciye ürün akışını sağlayan bu sistem sayesinde üreticinin cebine daha fazla para girecek, ürün kalitesi artacak, ürünlerin denetimi kolaylaşacaktır.

Bitkisel üretim destekleri ‘A Katsayısı’ üzerinden hesaplanmalıdır. Katsayı ile 1 yıl içinde ödenecek bütün destekler, basit bir formülle kısa zamanda hesaplanacaktır. Üreticiler katsayı üzerinden alacakları destekleri mukayese etme imkânı bulacaktır. Bakanlığımız bütün destekleri tek tek açıklamak yerine bu katsayıyı ilan edecektir.

 

17.1-Bitkisel üretim desteği (Mazot, Gübre, Toprak Analizi desteği)                       

            Toprak analizi yaptıran, ilaçlarını reçete ile alan, üretim beyanı denetlenmiş işletmelere;

  

Hububat (Arpa, Buğday, Yulaf, Çavdar, Tritikale)

A/2 TL/Dekar

Baklagiller (Kuru Fasulye, Nohut, Mercimek)

A/2 TL/Dekar

Yumrulu bitkiler (Şeker Pancarı, Patates, Havuç, Hayvan Pancarı)

A/2 TL/Dekar

Sebze Üretimi

A/4 TL/Dekar

Meyve Üretimi

A/8 TL/Dekar

Yağlı tohumlu bitkiler, Endüstri bitkileri

A/2 TL/Dekar

Peyzaj ve Süs Bitkileri

A/2 TL/Dekar

 

17.2-Bitkisel ürün desteği  

            Çitçi Kayıt Sisteminde kayıtlı olmak ve bakanlık tarafından destekleme kapsamına alınan havzalarda üretilmek, ticaret müdürlüğünden aldığı şifreyle sisteme kaydetmek veya ürünü borsa yada paketleme izni olan işletmeye fatura karşılığı satmak şartıyla; üreticilere kğ başına bakanlık tarafından belirlenen miktarda destekleme ödemesi yapılır.

Üretici müstahsil makbuzu veya faturasını ilçe müdürlüğüne ibraz ettiğinde destekleme ödemesi almaya hak kazanmış olur. Üreticinin sattığı ürün;

 ÇKS’ de kayıtlı alan x Ortalama verim + ortalama verimin %10

Miktarından fazla olamaz. Faturadaki ürün miktarı bu toplamdan az ise fatura üzerinden, değilse bu formül toplamındaki ürün üzerinden hesaplanarak ödenir.

 

17.3-Sözleşmeli üretim yapanlara ilave yapılacak destekleme ödemeleri

            Sözleşmeli üretim yapanlar ve ürün tercihini değişmesi bakanlıkça istenen üreticilere, Çitçi Kayıt Sisteminde kayıtlı olmak ve bakanlık tarafından destekleme kapsamına alınan havzalarda üretilmek, ticaret müdürlüğünden aldığı şifreyle sisteme kaydetmek veya ürünü borsa yada paketleme izni olan işletmeye fatura karşılığı satmak şartıyla; üreticilere kğ başına bakanlık tarafından belirlenen bitkisel ürün desteğinin 2 katı destekleme ödemesi yapılır.

Üretici müstahsil makbuzu veya faturasını ilçe müdürlüğüne ibraz ettiğinde destekleme ödemesi almaya hak kazanmış olur. Üreticinin sattığı ürün;

 ÇKS’ de kayıtlı alan x Ortalama verim + ortalama verimin %10

Miktarından fazla olamaz. Faturadaki ürün miktarı bu toplamdan az ise fatura üzerinden, değilse bu formül toplamındaki ürün üzerinden hesaplanarak ödenir.

 

 

17.4-Yurtiçi sertifikalı tohum kullanma desteği

            Geçmiş yıllarda sertifikalı tohum kullanılmasını yaygınlaştırmak için uygulamaya konulan bu destek kaldırılmalıdır. Üreticiler sağlıklı ve fazla ürün almak için sertifikalı tohumu tercih etmekte ve bunun mükâfatını üretimle almaktadır.

 

17.5- Yurtiçi sertifikalı tohum, fidan ve fide üretim desteği

            Üreticilerin kaliteli ve ucuz tohum temin etmesi için tohum üreticileri desteklenmelidir. Sertifikalı tohum üretenlere bitkisel üretim desteğinin 2 katı ödeme yapılır.

Hububat (Arpa, Buğday, Yulaf, Çavdar, Tritikale)

A TL/Dekar

Baklagiller (Kuru Fasulye, Nohut, Mercimek)

A TL/Dekar

Yumrulu bitkiler (Şeker Pancarı, Patates, Havuç, Hayvan Pancarı)

A TL/Dekar

Yem Bitkileri

2A TL/Dekar

Sebze Fidesi

A/2 TL/Dekar

Meyve Fidesi

A/4 TL/Dekar

Yağlı Tohumlu Bitkiler, Endüstri bitkileri

A TL/Dekar

Peyzaj ve Süs Bitkileri

A TL/Dekar

 

17.6- Yurtiçi sertifikalı fidan, çilek fidesi ve standart fidan kullanım desteği

Geçmiş yıllarda sertifikalı fidan ve fide kullanılmasını yaygınlaştırmak için uygulamaya konulan bu destek kaldırılmalıdır. Üreticiler sağlıklı ve fazla ürün almak için sertifikalı fidan ve fideyi tercih etmekte ve bunun mükâfatını üretimle almaktadır.

 

17.7-Çiftlik muhasebe veri ağı sistemine katılım desteği

            Çiftlik muhasebe veri ağı sisteminin yaygınlaşması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde belirlenmiş bazı işletmelere ödeme yapılmaktadır. İstatistiki bilgi derleme ve ölçme amacıyla başlatılmış olan bu çalışma, genel bir uygulama sistemi kurulduktan sonra sonlandırılmalıdır.

 

17.8-Organik tarım bitkisel üretim desteği

Bakanlık veri tabanına kayıtlı organik tarım sertifikasına sahip bitkisel veya hayvancılık üretimi yapan işletmelerine yapılacak destekler;

Meyve Üretimi

A TL/Dekar

Sebze Üretimi

A TL/Dekar

Tarla bitkileri

A TL/Dekar

Anaç sığır

4A TL/Baş

Anaç Manda

6A TL/Baş

Buzağı

2A TL/Baş

Anaç Koyun, Keçi

A TL/Baş

Arılı Kovan

A TL/Kovan

Alabalık, Çipura -levrek

A/ 50 TL/Kğ

 

17.9-İyi tarım desteği

Bakanlık veri tabanına kayıtlı iyi tarım sertifikasına sahip bitkisel üretim işletmelerine yapılacak destekler;

 

Meyve, Sebze, Örtüaltı, Süs bitkileri, Tıbbi Aromatik bitkiler

A TL/Dekar

 

17.10-Tarım yayım ve danışmanlık hizmetlerinin desteklenmesi

Danışmanlık şirketi en az 3 kişi tarafından kurulmalı, en fazla 300 işletmeye/ üreticiye hizmet vermeli, taban ücret belirlenmeli, tavan ücretin önü açık olmalı, danışmanlık ücretinin %25 kısmını üretici,  % 75 kısmını devlet ödemelidir. 

 

17.11-Biyolojik ve biyoteknik mücadele desteği

            Bitkisel üretime arız olan zararlı organizmalara karşı biyolojik ve/veya biyoteknik mücadelenin yaygınlaştırılması ve kimyasal ilaç kullanımının azaltılması amacıyla örtü altında ve açık alanda yapılan üretime aşağıda belirtilen birim fiyatlarda destekleme ödemesi yapılır.

Örtüaltı Biyoteknik mücadele desteği

A TL/Dekar

Örtüaltı Biyolojik mücadele desteği

2A TL/Dekar

Örtüaltı paket toplamı

3A TL/Dekar

Açık Alan Biyoteknik mücadele desteği

A/4 TL/Dekar

Açık Alan Biyolojik mücadele desteği

A/4 TL/Dekar

Açık alanda paket toplamı

A/2 TL/Dekar

 

17.12-Araştırma ve geliştirme projeleri desteği

            Bakanlıkça uygun görülen AR-GE projeleri ve araştırmacılar desteklenmeli, destek miktarı projenin başarıya ulaşmasını sağlayacak miktarda verilmelidir. Projeler ‘Dört Göz’ ilkesiyle takip edilerek suiistimali olanlardan hesap sorulmalıdır.

 

17.13-Destekleme ödemelerinden üst birlik veya bölge birliğine kesinti yapılması

Yetiştirici örgütleri üzerinden yapılan ödemelerde merkez birliğine %1 bölge birliğine %1 olmak üzere toplam %2 oranında üretici hak edişinden ‘Çiftçi Örgütlerini Güçlendirme’ kesintisi yapılmaktadır. Üretici örgütlerinin güçlü olması her kesimin faydasına olacaktır.

Çiftçi örgütleri üreticilerden de üyelik aidatı ve hizmet ücreti almaktadır. Kesinti ve ücretler birlikte değerlendirilmeli, üretici örgütlerinin gelir ve giderleri takip edilmelidir.

 

17.14-Küçük aile işletmelerinin desteklenmesi

Küçük aile işletmelerinin desteklenmesi yanlıştır. Mesela 5 dekar Buğday ekilişi olan üretici 500 TL destek alırken 6 dekar Buğday ekilişi olan üreticiye 60 TL destekleme ödemesi yapılmaktadır. Hakkaniyete uygun olmayan bu durum, suiistimale açıktır.

 

17.15-Finansman ve ödemeler

            Destekleme ödemeleri genel bütçeden karşılanır ve hazırlanan icmaller üzerinden ödenir.  

 

18-ŞENLİK VE FESTİVALLER

şenlik ve festivallerÜlkemizin birçok şehrinde kadimden beri yapılan şenlik, festival ve etkinlere ülke içi ve dışından çok sayıda misafir katılmaktadır.

Birçok ilimizde ceviz, çilek, kiraz, kızılcık, şeftali, karpuz, kivi gibi bitkisel ürünler ile buzağı, güvercin, süs kuşları, akvaryum balıkları gibi hayvan yetiştiriciliğini tanıtmak amacıyla şenlikler yapılmaktadır. Erzurum’ da cirit, Artvin’de boğa güreşleri, Ege ve Marmara’da deve güreşi müsabakaları düzenlenmektedir. 

Toplumları farklı kılan ve ayakta tutan en önemli faktörlerden biri kültürdür. Şehirler şehirlere, insanlar insanlara benzedikçe hayatın tadı tuzu kalmamıştır. Bu nedenle, bir yeri diğerlerinden farklı ve renkli kılan bu etkinlikler, kurumlar arası disiplinle desteklenmelidir.

Festival ve şenliklerin etkin hale getirilmesi için tarım teşkilatları festival komiteleriyle koordine çalışmaktadır. İnsanların eğlenmesi ve dinlenmesi, ürünlerin tanıtılması amacıyla yapılan bu etkinliklerin yaygınlaşması için uygun köy ve ürün çalışmaları yapılmalıdır.

Etkinliklerde protokolün oturma düzeni yeniden tanzim edilmeli, sosyal ayrışmanın önüne geçilmeli, etkinliğin protokol için yapıldığı intibaına son verilmeli, çoluk-çocuğun gözü önünde protokole su hariç hiçbir ikram yapılmamalıdır. Su herkese dağıtılmalı, misafirlere yapılacak ikramlar festival dağıldıktan sonra ayrı bir yer ve mekânda yapılmalıdır.

 

19-KIRSAL TURİZM

kırsal turizmKırsal turizm, doğal ve kültürel mirasın korunması ve tanıtılmasında önemli bir işleve sahiptir. Kırsal turizmde amaç; köyde, çiftlikte, dağ evinde veya çadırda konaklayarak, kırsal kültürle tanışmak ve tabiatla kaynaşarak tatil yapmak, dinlenmektir.

 Şehirlerin belli bölgeleri ve özellikle orman köyleri kırsal turizm için uygun iklim ve coğrafyaya sahiptir.

Bölgenin iklim ve tabii özelliklerine göre hazırlanacak projeler; bahçe çalışması, hayvan bakımı, trekking, kaya tırmanışı, paraşüt gibi etkinliklerle zenginleştirilebilir.

Birçok hibe programında kırsal turizm projelerine destek verilmektedir. İşletmeler teşvik edilerek, kurumlar arası işbirliğiyle çok sayıda proje ülkemize kazandırılabilir.

Kırsal turizm yatırımlarının artması rekabeti beraberinde getirecek, daha ucuz fiyata daha kaliteli hizmet sunan işletmeler çoğalacak, şehrin yorgunluğunu atmak isteyenlere tabiatla iç içe dinlenme fırsatı sunacaktır.  

 

20- HUZUR KÖYLERİ PROJESİ

huzur köy projesiDünya’da ve ülkemizde yaşlı nüfus artmaktadır. Sosyal ve ekonomik hayatın içinde bulunmak mecburiyeti ve ebeveynleriyle ilgilenmek ikilemiyle karşı karşıya kalan gençlere çözüm sunmak için ‘Huzur Köyleri’ kurulmalıdır.

Her biri, müstakil en az iki odaya sahip 100-500 adet ev/daire den müteşekkil köylerde; yaşı ilerlemiş olmakla birlikte akıl ve beden sağlığı yerinde olan insanlar barınacak, kendilerine tahsis edilen bahçede sebze üretimi yapacak, meyve bahçelerindeki çalışacak, bir veya birkaç hayvan satın alıp bakabilecektir.

Köyün giderleri; evde bakım hizmetleri için sosyal güvenlik kurumlarınca ayrılan paylardan karşılanacaktır. Bu işletmeler müşteri bulmakta sıkıntı çekmeyecekler, yurtdışından da kolayca müşteri bulacaklardır.

Suça bulaşmış veya bağımlılığı olan çocukların tedavi edilmesi için de huzur köyleri inşa edilmesi hayırlı sonuçlar verecektir. Çocuklar köylerde 6 ay ila bir yıl süreyle kalacak, köy işlerinde çalışacak, uzman eğitmen ve danışmanların gözetiminde topluma kazandırılacaktır.

 

 

Hazırlayan

Mesut ÜNAL

Altınova İlçe Müdürü

Ziraat Mühendisi / İktisatçı

 

 

 

 

İLETİŞİM BİLGİLERİ

İş:        : 226 4613224

Gsm    : 537 2046780

E-mail : Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Web    : www.mesutunal.com

Tags